Cilt II - Bölüm 12: Parti Oluşturmak

avatar
623 4

Z (ESKİ) Start Again: Mutlu Son İçin - Cilt II - Bölüm 12: Parti Oluşturmak


CİLT II: ALTIN MEKTUPLARI

BÖLÜM 12: PARTİ OLUŞTURMAK

Yu: Sony Von Bishory ile ilgili bir şeyler duydunuz mu?


Hana döndüğünde Lucia ile bu konu hakkında konuşmak istiyordu. Lucia, Rolderhelm’de yer alan iki maceracılar loncasından birinin sahibiydi ve bu konu hakkında bilgi sahibi olması muhtemeldi.


Lucia ile burada karşılaşmaları ise aklındaki soruları daha erken sorabileceği anlamına geliyordu.


Lucia: Sony. Büyücülük Akademisi müdürünün oğluydu, değil mi?


Aklındaki Sony ile Yu’nun bahsettiği Sony’nin aynı kişi olduğunu doğrulamak için böyle sordu. Yu başını sallayarak onay verdi.


Lucia: Aylar öncesinden kalan bir ilan var. Pek çok kişi arayıp bulamadı bu yüzden geçen ay ödülü yükselttiler. Yoksa oraya gitme sebebiniz bu muydu?


Yu: Bunun için gitmemiştik. Fakat bir nedenden ötürü bu işi almamız gerekti.


Yu gidişlerinin asıl sebebini anlatmayacaktı. Bir başkasını Rie'nin cinayetini araştırdıkları dedektiflik maceralarına karıştırmayı istemiyordu ve her yerde Rie’nin cinayeti hakkında konuşmak Yurine’ye iyi hissettirmeyecekti.


Yu: Sony görevi ile ilgili gelişmeler var mı? Hakkında neler biliniyor? Bunları öğrenmek istiyorum.


Lucia: Üzgünüm, ben de bilmiyorum. Sony görevi ile ilgilenen birkaç kişi var ama gelişmeleri paylaşacaklarını zannetmiyorum. Sonuçta adamı kim bulursa parayı o alacak.


Yu’nun bu görevde peşinde olduğu şey para değildi. Ama şu an Sony’yi arayan kişileri buna inandıramazdı.


Sivina: Aslında…


Sivina dikkatleri üzerine çekerek konuşmaya katıldı.


Sivina: Biz de o görevi almayı düşünüyorduk.


Ana: Evet, Satoshi önermişti.


Satoshi: Altmış altın ödül veriyor, kişi başına yirmi altın. Birkaç ay tembellik yaparak yaşayabiliriz demek!


Sivina: Tanrım, hayır. Sen neden böylesin? Paramız olsa da tembellik yapamayız.


Satoshi üzgün surat yapınca Sivina “Belki kısa bir tatil,” dedi.        


“Sempatik olmaya mı çalışıyor?”


Eğer aynı görev üzerindeler ise iş birliği yapabilirler miydi?


Satoshi’nin bir işe yarayıp yaramayacağından emin değildi fakat yanındaki kızlar bellerinde kılıç taşıyordu.


Redshapel araştırmalarının merkeziydi ve orada da popüler ve tehlikeli bir katil vardı. Kayıp insanları bulmak bilek gücü yerine beyin gücü gerektirse de en azından güvenlik açısından daha rahat olurlardı.


Bunun haricinde yem olarak kullanılabilirler ve tehlikeli durumlarda feda edilebilirlerdi. Ayrıca ne kadar fazla kişi ararlarsa o kadar kolay bulurlardı.


Yu: Bu görev için bir parti oluşturmaya ne dersiniz. Ödül ile ilgilenmiyorum, altınların hepsi sizin olabilir.


Yu teklifini yaptı. Kazanacağı altınlardan vazgeçiyor olsa ve bu Yu Valarfinlik bir hareket olmasa da pazarlık yapmakla uğraşmak istemiyordu.


Aslında altınlarda hak talep etse uzun bir pazarlık yapmalarına gerek kalmazdı, eşit bir şekilde paylaştırılabilirdi ama böylesinin daha iyi olacağına karar verdi.


Yurine: Ama zaten Lylphia var, neden daha fazla aptalı yanımıza alıyoruz?


İlk itiraz beklemediği bir yerden, Yurine’den gelmişti.


Yu: Ne kadar hızlı bulursak o kadar iyi. Bir zaman kısıtlamamız var ve aylarımızı Sony’yi aramak için harcayamayız.


Final maçından sonra daha fazla Rolderhelm’de kalamazlardı. Bu yüzden hızlı olmalı ve final maçından önce Sony’yi bularak Büyücülük Akademisine götürmeliydi. Ardından Salery sorgulanmalı ve kütüphanede istedikleri araştırmayı yaparak sonraki hamlelerine karar vermelilerdi.


Satoshi: Niye seninle takım olmak zorundayım?


Ve ikinci itiraz da Satoshi’den geldi.


Yu: Zorunda olduğunu söylemedim, ortalığı germek için özel bir çaba sarf etmene gerek yok.


Sivina: Ödülü istemediğinize emin misiniz? Belki Lylphia adlı arkadaşınız farklı düşünüyordur.


Yu: Bu görev ona Büyücülük Akademisi tarafından verildi, ödül için yapmıyor. Daha çok Yurine ve benim için bir yardımcı rolünde.


Maron Martin, Lylphia’yı Yu’ya yardımcı olması için göndermişti. Sony’nin başındaki ödülü almak gibi bir amacı yoktu. Yani en azından Yu öyle düşünüyordu.


Ana: Fakat siz de çalışacak olmanıza rağmen para istemiyorsunuz, tüm ödülü kendimize alırsak kötü hissedeceğiz.


Satoshi: Hiçte bile, gram kötü hissetmem. Kesin altınlardan daha büyük bir çıkarları vardır.


Yu: Evet, altınlardan daha büyük bir çıkarımız var.


Bunu reddetmenin bir anlamı yoktu. Çıkarlarının ne olduğunu elbette söylemeyecekti.


Yu: Sony’nin Büyücülük Akademisindeki çok önemli bir eşyayı çaldığından şüpheleniliyor. Sony’yi ve bu eşyayı bulup Büyücülük Akademisine geri götürmemiz gerek, bizim amacımız bu.


Amaçlarının yalnızca onların bilmesi gereken kısımlarını özetledi.


Yu: Teklifimi kabul ediyor musunuz?


Sivina ve Ana kendi aralarında biraz bakıştıktan sonra Yu’nun teklifini kabul ettiler.


***


Yağmur dindikten sonra masada sadece Lucia ve Yu kalmıştı. Yurine tuvalete gitmiş, diğerleri de yapılacak işleri olduğunu söyleyerek ayrılmışlardı.


Lucia: Bu arada…


Yu’ya yaklaştı ve kısık bir sesle söze girdi.


Lucia: Dün birkaç kişi hana gelip sizi sordu. Daha ayrıntılı söylemem gerekirse gelen iki kişi ikinizi sordu, gelen bir kişi ise sadece Yurine’yi sordu.


Yu: Bizi? Yurine’yi?


Yu ve Yurine’yi kim neden aramak isterdi ki? Fakat Yu’yu asıl endişelendiren ikisini arayanlar değildi, sadece Yurine’yi arayandı.


Lucia: Öğlen vakti gelenler şehir muhafızlarıydı, isimlerinizi bilmedikleri için sizi tarif ettiler, ilk karşılaştığımız zaman ki halinizi. Sigma Kulesi ile ilgili bir şey olmalı, bir ara onlarla konuşmanız gerekebilir. Tavsiyem bir karakola gidip ifade vermeniz yönünde.


Sigma Kulesi… Hakkında konuşulan ve Yu’nun duyduğu şeyler genelde teorilerden ibaretti. Şimdiye kadar elle tutulur hiçbir gelişme kaydedilememişti.


Yu yutkundu. Eğer suçlanırlarsa işler sarpa sarabilirdi. Geliş nedenleri ile ilgili bir diğer tahminse takım sahiplerinden birinin yaptığı işin kötü bir şey olduğunu fark edip vicdana gelmesi ve ifade vermesi olabilirdi.


Yu hangisinin daha kötü olduğunu düşünüyordu.


“İlki kesinlikle daha kötü, takım sahipleri ifade verirse dolandırıcılık ile suçlanırım fakat ortada bir kanıt yok. Ama Sigma Kulesi ile ilgili bir suçlama bu kadar basit olmaz.”


Kundakçılık, kamu malına zarar, cinayet, yargılanacağı pek çok konu vardı.


Yu: Yurine geldiğinde oraya gideriz o zaman.


Onlardan kaçmanın iyi bir sonuç doğuracağını zannetmiyordu. Sadece üzerlerine daha fazla şüphe çekerlerdi.


Yu: Peki, Yurine’yi soran kimdi?


Yutkunma sırası Lucia’daydı. Gelen kişi her kim veya neyse onda iyi bir izlenim bırakmamış olmalıydı.


Lucia: Tuhaf bir adamdı, yüzünü sargılar ile sardığından sadece gözleri gözüküyordu. Sesi de deforme olmuştu, konuşurken acı çektiğini anlıyordum.


Kim, neden Yurine’yi sormak için buraya gelirdi? Üstelik Yurine ismini kullanarak pek fazla kişiyle tanışmamışlardı. Özellikle böyle tuhaf görünüşlü bir adamla tanışmadıklarına emindi.


Böyle biriyle tanışma fırsatları olsa dahi Yu, Yurine’yi onunla tanıştırmazdı.


Yu: Hangi ismi kullandı?


Yu çocuk esirgeme kurumu gibi bir varlığın Yurine’yi araştırıyor oluşunu düşünebilirdi. Ama onlar da böyle tuhaf birini göndermezlerdi.


İşte bu yüzden bu soruyu sordu. Gelen kişi Yurine’yi daha önceden tanıyan biri olmalıydı.


Lucia: Neko, dedi.


“Acaba…”


Sharley olabilir miydi? Yurine’nin geçmişinde olan ve Büyücülük Akademisinde tanıdığı birkaç kişi dışında bildiği tek isim buydu.


Onu bıraktıklarında baygın haldeydi. Belki yangın sırasında uyanmış ve kaçmayı başarmıştı. Yanık vücudunu saklamak için örtünmüş olabilirdi.


Yu: Başka birini sordu mu?


Lucia: Hayır.


Eğer Sharley ise Rie’yi de arayacağını düşünüyordu. Yangından kurtulduysa Rie’nin akıbetini bilmiyor olmalıydı.


Lucia: Tanıdığınız biri mi?


Yu: Böyle tuhaf bir adamı tanımak isteyeceğimi zannetmiyorum. Böyle biriyle tanışma şansım olsa dahi Yurine’yi onla tanıştırmazdım.


Lucia: Korumacı bir baba, sanırım.


Ciddi atmosferi yumuşatmaya çalışmıştı. Çabasına karşılık kötü hissetmemesi için Yu kibarca gülümsedi.


Lucia: Daha sonra tekrar geleceğini söyledi.


Yu: İletişim için bir şeyler söyledi mi? Ya da ismini verdi mi? Size neler sordu? Ona neler anlattınız?


Lucia: Ah, soru yağmuru.


Hafızasındaki bilgileri toplamak için birkaç saniye sustuktan sonra anlatmaya başladı.


Lucia: Neko hakkında, yani sizin Yurine’niz hakkında birkaç soru sordu. Yanındaki adamı, yani sizi de sordu.


Yu: Siz ne dediniz?


Lucia: Soruları fazla ayrıntılı değildi, o yüzden cevaplarım da ayrıntısız oldu. İsminizi söyledim ve şu anda burada olmadığınızı ekledim.


Yu: Başka?


Lucia: İsmini sorduğumda önemli değil dedi. Siz geldiğiniz zaman ona ulaşabilmeniz için bir adres istedim fakat bunun da gereksiz olduğunu, tekrar geleceğini söyledi.


Korkutucuydu. Tuhaf bir adam sizi görmek için geleceğini söylüyordu. Tüyleri ürperen Yu gözlerini kapatıp arkasına yaslandı.


Yu: Yurine’nin böyle bir adamla ne işi olur bilmiyorum. Onu uzun süredir tanımıyorum fakat böyle birisi karşısına dikildiği an uzaklaşmak isteyecektir. Görüş alanının içine girmesinden bile rahatsız olur.


Lucia: Eğer tedirgin hissediyorsanız karakola bildirebilirsiniz.


Yu: Küçük bir çocuğu arayan tuhaf bir insanı elbette bildireceğim. Normal biri olsa neyse de böyle birisi ile Yurine’nin karşılaşmasını istemiyorum.


Sharley olma ihtimalini bir süre düşünecekti. Bunun dışında tuhaf adam konusu ile ilgili söylenecek başka bir şey kalmamıştı.


Lucia konuşmaya devam etmek için yeni bir konu açtı.


Lucia: Yurine ile işler nasıl gidiyor peki? Anlattığınıza göre o da size alışmış gibi gözüküyor.


Bahsettiği şey Yu’nun anlattığı olaydı. Yurine altını ıslatınca Yu’nun yanında yatması gerekmişti.


Yu: Harika birisiyim sonuçta, böyle olması normal.


Dışarıda güneş açarken Yu, pencereye baktı. Oluşan gökkuşağını görebiliyordu.


“Benim dünyamda en son ne zaman gökkuşağı gördüğümü nedense hatırlamıyorum.”


Birkaç hatırası vardı fakat hangisinin en yenisi olduğunu kestiremiyordu.


Yu: Ayrıca konuşabileceği tek kişi benim. Onunla birlikte vakit geçirmek benim için sorun değil gerçi. Ama benim dışımda bir arkadaşının olmaması biraz üzücü bir durum.


Lucia: Anlayabiliyorum. Elfler arasında doğum oranı düşük olduğundan ben de yalnız bir çocukluk geçirmiştim.


Yu: Bir asır önceymiş gibi söylüyorsunuz.


Lucia: Öyleydi çünkü.


Yalnız bir çocukluk geçirdiğini söylüyorsa Lucie ile büyük bir yaş farkına sahip olmaları olasıydı. Tabi bu yaş farkı insan yıllarına göre hesaplandığında büyük kabul edilirdi.


Lucie: Aslında tanıdığım bir kılıç perisi daha var, Yurine’den daha yaşlı ama kendi türünden birileri ile konuşmak belki ona iyi hissettirebilir.


Yu: Başka bir kılıç perisi? Bilmiyorum, emin değilim.


Lucia: Kendine yakın gördüğü bir arkadaşla biraz dolaşmak bir çocuğun ihtiyacıdır, sizi rahatsız eden şey nedir?


“Hangisini söylemeliyim?”


İlki Yurine’yi kaybetmekten korkuyor oluşuydu, ikincisi bir kriz yaşama ihtimaliydi ve üçüncüsü tuhaf görünüşlü adamdı.


Yu: Tuhaf bir adam Yurine’yi ararken onu dışarı salmak istemiyorum. Eğer başına bir şey gelirse…


Lucia: Nerissa yetişkin ve oldukça güçlü bir peridir, yanındayken güvende olur. Güpegündüz adam kaçırmak gibi şeylerin yaşanacağını da zannetmiyorum.


Bir arkadaş edinmek Yurine için iyi olabilirdi. Yu bir yetişkin olduğundan ona açılmakta zorlanıyor olmalıydı. Gerçi Lucia diğer kılıç perisinin de yetişkin olduğunu söylemişti ama aynı türden oldukları için Yurine ona daha kolay ısınabilirdi.


Bir başkasının Yurine ile Yu’nun anlaştığından daha iyi anlaşması onu rahatsız edecek olsa da Yurine’nin iyiliği için kabul edecekti.


Yu: Eğer öyle diyorsanız, sanırım bu Yurine için de iyi olur. Ama Nerissa ile ben de tanışacağım.


Lucia: Pekala, haftaya görevlerinden dönmüş olurlar. O zaman Nerissa ile konuşup rica ederim.


Yu: Teşekkür ederim.


Yurine, Nerissa ismi anılırken yanlarına gelmişti.


Yurine: Ne isteyeceksiniz bahsettiğiniz kişiden?


Yu: Bu bir sır.


Yurine’nin bunu şu anda öğrenmemesi için söylemeyecekti.


Yurine: Benden sır saklama hakkını sana kim verdi? Söyleyeceksin diyorum, emrediyorum!


Yu: Ne kadar tatlı bir şekilde emir veriyorsun sen.


Yu gülerek onu kolundan tuttu ve kendi yanına çekip oturttu.


Lucia: Bu arada söylemek istediğim bir şey var.


Lucia oturduğu sandalyede doğrulurken konuşmaya hazırlandı.


Yu: Ne söylemek istiyorsunuz?


Lucia: Maceracı künyesi çıkartmaya ne dersiniz?


Bir hafta önce Yurine ile aralarında bir tartışmaya neden olan maceracılık konusu tekrar açıldı.


Tabi Lucia’nın amacı kasıtlı bir şekilde ikisi arasında tekrardan bir kavgayı ateşlemek olmamalıydı. Bu yüzden Yu sessizleşti ve onu dinledi.


Lucia: Maceracı olduğunuz zaman gidip canavar avlamak zorunda değilsiniz. Ve maceracı olmamak istiyor oluşunuzu da anlıyorum ama madem maceracılar loncasında olan bir işi yapıyorsunuz bir künye almak işinize yarayabilir.


Buna itiraz etmek için çok fazla argümanı yoktu.


Lucia: Ödülü istemediğinizi belirttiğiniz halde bu görev ortalama sınıfında yer alıyor ve maceracı künyesi çıkartırsanız loncadaki rütbeniz bu sayede birazcık artabilir. Eğer daha sonradan maceracılık ile ilgili bir şeyler yapmak isterseniz bu işe yarayacaktır. Aynı zamanda…


Yu’nun reddedemeyeceği bir teklif gelmek üzereydi.


Lucia: …Maceracı künyeniz varsa diğer bölgelerdeki maceracı loncalarında ucuza kalabilir ve beslenebilirsiniz. Bunun işinize yarayacağını düşünüyorum.


“Ucuz dedin beni kazandın.”


Eğer bu bilgilendirmeyi bir hafta önce almış olsaydı Yurine ile tartışmasına gerek kalmazdı. Kendini kötü hissetti.


Yu: Yurine, sen ne diyorsun?


Yurine: Sen maceracı olmak istemiyordun hani.


Yu: Ama o zamanlar maceracılığın bu tarz bir faydası olduğunu bilmiyordum.


Şuan sahip oldukları tek düzenli gelir belediyeden aldıkları bir altınlık çocuk yardımıydı. Düzenli giderleri ise barınak, yemek ve seyahatti. Başkentte kaldıkları sürece barınak ve yemek işlerini halledebiliyorlardı ama başkent dışında kalacak yer tutmak onlara pahalıya geliyordu. Bu sayede ceplerinden daha az para çıkacaktı.


Yu: Maceracı oluyoruz o zaman.


Yurine bunu hafif bir gülümseme ile onayladı. Loncaya üye olduktan sonra kendilerini arayan şövalyelerin dertlerini öğrenmek için karakola gittiler.

-------------------------

On dokuzuncu bölüm de sonlanmış oldu. Bakalım ana karakterimiz arkadaşlar edinmeyi başarabilecek mi? 

Dün serinin kapağını tekrar değiştirdim. Bu üçüncü oldu ama ilk iki resimden daha güzel olduğuna inanıyorum. Yurine ve Yu'yu aynı resimde görüyoruz böylece.

Kapak resmindeki karakter tasarımlarını charat.me sitesinden yaptım. 


Yu Valarfin:



Yurine Valarfin: 


Yu biraz çocuksu görünmüş gibi burada on altı-on yedi gibi. Yapacak bir şey yok ama uygulamada en fazla bu kadar yapabildim :) Hikayede on dokuz yaşında ve kendi yaşını gösteriyor.

Yurine de hikayede sekiz-dokuz yaşlarında gözüküyor. 


Kapak Resmi:



02.03.2021 - 10:46


Edit: Ben telefondan da bilgisayardan da girip baktım fakat resimler gözükmüyor. Bölümü düzenlemek için girdiğimdeyse görüyorum. Neden böyle oldu bilmiyorum umarım düzelir. Serinin tanıtımına da resim eklemeyi denediğimde benzer bir sorunla karşılaşmıştım. 

Edit2: Burada gözükmediğinden yorumlarda paylaştım resimleri.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr