Bölüm 4: Gerçekleşen Öngörüler

avatar
148 0

Stratejist - Bölüm 4: Gerçekleşen Öngörüler



      Birkaç gün geçtikten sonra sekizinci ayın on beşinci günü imparatorluk sınavının sonuçları açıklandı. Biraz tereddüt ettim. Birkaç gün önce olsa mükemmel sonuçlardan başka bir şey hayal etmezdim ama şimdi bir cep dolusu para ile sınava girme kararımdan pişmanlık duymaya başladım. Bu yüzden sonuçları görmeye gitmemeye karar verdim. Onun yerine odamda kalıp şiir müsveddelerime baktım. Kısa bir süre sonra havai fişeklerin patlama sesi odama kadar geldi. Bir süre sonra da han sahibi ve garson heyecanla içeri girdi. Yüksek bir sesle "Tebrikler lordum. Lord son aşamaya kalan üç aday arasından birinci oldu. Sizi ağırlamak bu küçük dükkanın şerefi. Lordum bu küçük ve mütevazı dükkandan biraz bahseder mi?"


         Kafam karışık gelecekteki beklentilerimi düşündüm. Belki de Güney Chu'nun düşüşü tamamen şans eseri değildir. Ayrıca Hanlin Kütüphanesi'nde bir milyondan fazla kitap olduğunu duydum. Geçen yıl Chu Kralı'nın dünyanın her yerinden kitap ve hat toplamak için ferman yayınladığını duymuştum. Umarım göz atma fırsatım olur.

        O gün saat 17.00 sıralarında plaketim ile birlikte sınav alanına geldim. Girişin dışında sınavı kazanan diğer adaylarda kıyafetlerini giymişler bekliyorlardı. Girişe geldiğimde herkes bana bakıyordu. Hatta birkaçında kıskanç bakışlar bile gördüm. Tam şaşırmak üzereydim ki, kare yüzlü koca kulaklı bir alimin bana doğru yürüdüğünü gördüm. Alim bana "Bu kardeş ziyafet için mi burada?"

       Başımı sallayarak "Evet, kesinlikle." dedim. Alimle olan konuşmamdan öğrendim beklenen kişi benmişim aldığım garip bakışların nedenini de öğrenmiş bulundum.

        Gelen herkesin toplanmasını bildiren zil 3 kez çaldı. Bir dizi rütbelinin plaketlerimizi ve bizi kontrol etmesinden sonra elde ettiğimiz sıralamalara göre sıralandık ve saraya yönlendirildik. Kraliyet Başkent'ine ilerlerken yol bizi alkışlayan insanlarla doluydu. Kraliyet Başkent'ine ayrı bir kapıdan girdik. Bu kapıyı sadece imparator ve ziyafete giden biz gibi sınavı geçen memurlardı. Saray bahçesine girdikten sonra devasa bahçeleri ve envaiçeşitten bitkiler dışında kadın kıkırdamaları duydum. Sanırım saray hanımları bize bakıyorlardı.

       Ziyafet bahçesine vardığımızda, görevliler bize tahsis edilen yerlerimizi gösterdiler. Biz otururken hadım yüksek bir sesle "Majesteleri geliyor!". Ejderha cübbesi giymiş yaşlı bir adamının ardından bir grup saray hanımının bahçeye girdiğini gördüm. Herkesle birlikte yeren kapandım ve yüksek bir sesle "Kral çok yaşa!"

      Kral zayıf ve güçsüz bir sesle cevap verdi "Kalkabilirsiniz."

     Hepimiz ayağa kalktın sonra ziyafet başlamış sayılırdı. Görgü ve törenin her adımına dikkatle uyduktan sonra imparatorluk yemeğinin keyfini çıkarabilirdik. Çok lezzetliydi. Aşçının birinci sınıf olduğu aşikar. Herkes biraz yiyip içtikten sonra biraz rahatlamıştı.

      Kral Zhao Sheng yemek çubuklarını bıraktı ve baş müfettişle konuştu. "Aiqing Shi lütfen bize sınavın ilk üçünü tanıt."

      Baş müfettiş ayağa kalkıp kralı selamladı. "Bu kul Majestelerine itaat ediyor." Sonra beni işaret ederek "Majestelerine rapor veriyorum, o sınavın birinci kademe, birinci derecesi Jiangxe'den Jiang Lu."

     Acele ile yerimden kalktım ve diyerek yere kapandım.

     Zhao Sheng gülümseyerek "Güzel güzel. Mükemmel yeteneklere sahip bir genç adam. Sınavlarda verdiğiniz cevaplarda fena değil, özellikle Bir Kadeh Şarap şiiriniz. Bir şarkıya dönüştürülmesini emrettik ve buradaki herkesin duymasını sağlayacağız."

      Baş müfettiş daha sonra ikinci ve üçüncüyü tanıttı. Zhao Sheng yerimize dönmemize izin vermeden önce her birimizi teker teker övdü. Oturduğumuzda Zhao Sheng elini kaldırdı ve bir grup kadın süzülerek içeri girdi. Kimi flüt çaldı kimi kanun kimi de dans etti. Bir süre sonra kadınlardan biri yavaş yavaş şarkı söyleme başladı:


Çiçek açan ağaçların altında, bir kadeh şarap

Hiç dostum yok, öylece yalnız içiyorum

Kadehimi parlak ayın şerefine kaldırıyorum

Ay, benim gölgem, bir de ben, üç kişiyiz

O güzel Ay, ne yazık ki, şarap içkicisi değil

Gölgem nereye gitsem koşturup duruyor

Fakat, ay hala dostum, gölgem ise kölem

Bahar harcanıp geçmeden evlenmeliyim

Ona söylediğim şarkılara ay da katılıyor

Dans ederken gölgeler kıvrılıyor, bükülüyor

Ayıkken üçümüzde bayağı çok eğlendik

Şimdi sarhoşuz, herkes kendi yoluna

Ölümsüz dostluğumuzu ebedi paylaşacağız

Sonunda göğün bulutlu nehrinde buluşacağız.


        Bu sınav sırasında yazdığım şiirdi. Bahçedeki herkes ortamdaki güzel duyguya kendini kaptırdı. Tam o sırada bir hadım içer içeri girdi ve "Majestelerine rapor veriyorum, başbakan görüşme talep ediyor." dedi

       Zhao Sheng yavaşça cevap verdi "Hmm. Ziyafetin tadını çıkarıyoruz. Bırakın devlet meselelerini başbakan halletsin."

         Hadım "Başbakan acil olduğunu söyledi." diye yanıtladı.

          Zhao Sheng çaresizce başını salladı ve "Bırakın o halde içeri girsin."

         Kısa bir süre başbakan cüppesi giymiş yaşlı bir adam aceleyle girdi. Zhao Sheng'i görünce secdeye kapandı. 

        Zhao Sheng inanamayarak "Bu doğru mu?"

        Yaşlı başbakan cevap verdi "Doğru. Yong İmparatoru'nun evlilik yaşı gelmiş çok sevdiği bir kızı var ve Veliaht Prenses olması için çok sevdiği kızını Veliaht Prens ile evlendirmeye istekli olduğunu söyledi. Bu noktadan sonra iki devlet ittifak içinde olacak ve sonsuza dek barış ve mutluluk içinde yaşayacak."

        Zhao Sheng mutlu bir şekilde "Bugün benim Güney Chu'm iki kutsamaya tanık oldu. Biri devletin temel direkleri olacak yeni bireyler edindi. İkincisi, Büyük Yong ile olan bu ittifak. Gelin, hemen Yong elçisini görüşmeye çağırın."

        Konuşmasını bitirdikten sonra Zhao Sheng hızla ayrıldı. Hayatımın tek ziyafeti böyle sona erdi. Ne var ki haberi duyan herkesin yüzünde sevinç vardı. Ama biraz şüphem vardı. Büyük Yong neden birden ittifak kurmak istedi? Bu benim daha önceki öngörülerime benzemiyor muydu? Hayır, hayır. Olamaz diye düşündüm başımı sallayarak.

       Saray, sonraki birkaç ay için evlilik hazırlığı yapmak ile meşguldü. Bende yönetmeliklere uyarak kendimi Hanlin Kütüphanesi'ne attım. Ara sıra, Yong İmparatoru'nun kızı Prenses Changle'nin dillere desten güzelliği hakkında fısıltılar duydum. Kendi kendime on beş yaşındaki bir kız ne kadar güzel olabilir ki diye düşündüm.

      Birkaç ay süren hazırlığın ve evlilik öncesi törenlerin yapılmasının ardından , Prenses Changle ve Veliaht Prens arasında ki düğün yapıldı. Yapılan sınavın birincisi olarak bende düğüne katılma şansı buldum. Tören sona erdiğinde prens ve prenses, toplanan saray görevlilerinin saygı dolu selamlamalarını kabul ederken, nihayet prensesin yüz hatlarını görebildim. Zarif ve göz alıcıydı. Genç ve olgunlaşmamış olmasına rağmen gelecekte göz alıcı olacağına şüphe yok. Karşılaştırıldığında yirmi yaşın biraz üzerinde olan veliaht prens onun gölgesinde kalıyordu. Yine de ortamda bulunan herkes onların "Cennet tarafından eşleştirilmiş ideal çift" olduğu görüşündeydi. Yong İmparatoru'nun kızını sahte bir evlilik ittifakı için piyon olarak kullanacak kadar kalpsiz olmasını umarak, Güney Chu ve Yong'un savaşmamasına adına içtenlikle dua ettim. Birkaç on yıl barış...

      Saray hanımları şarkı eşliğinde dans etmeye başladığında başımı kaldırdım ve prensesin başını başka yöne çevirmesini izledim. Gözlerinden bir damla yaş süzüldü ve kalbim sızladı. Bu genç kadın artık hayatının geri kalanında bir daha ailesi ile yaşayamayacaktı. Yani her şey yolunda giderse. Eğer bu evlilik sahteyse -gerçek olduğunu umsam da değil- o zaman bu genç kadın acımasız bir sonla karşılaşacaktı.






  






Not: Konu yavaş ve derin ilerleyecek. Karakter gelişimleri atlansın istemiyorum lütfen sabırla okuyun. :)





Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44770 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr