Bölüm 7- Bu İşte Bir Terslik Var

avatar
112 0

Suç Dünyasında Beyaz Bir Orkide - Bölüm 7- Bu İşte Bir Terslik Var



Kız sersemliğinden kurtulup daha yeni gördüğü rüyada sayıkladığını ve adamında onun için kurtulamazsın dediğini anladı. Yine de içinde bir parça isyan etmeye ve diklenmeye meyilliydi.

- Yani ? beni sonsuza kadar burada mı tutacaksın ? 

- Neden böyle bir hata yapayım ? 

Adamın küçümseyen ve tiksinen tonunu gören Serra iyice sinirlendi.

- O zaman bırak lan beni gideyim ?

- Lan ?

Bu gene tekrar etmeye başladı..

Yine de Serra bu şeytanı uyandırmak istemiyordu.

- Yani beni bırakırsan sana çantandaki para kadar bende veririm, benim ailem çok zengin ve bana yaptıklarını kimseye anlatmam.

- Hadi ya? Çantada para olduğunu mu düşünüyorsun?

Asuman gözyaşları içinde çantayı alması için Serra'ya yalvarırken para olduğunu söylemişti. Hem de çok para. 

Hani para vardı ? Ah Asuman Ahh neler açtın başıma ...

Ancak adamın ilk kez terslemediğini ve dinlediğini görünce umutlandı, yattığı yerden doğrulup tepesinde dikilen adamın elini tuttu ve gözlerine bakarak devam etti.

-Valla bak hiç kimseye söylemem söz veriyorum.

- Bende böyle bir anlaşma yapabileceğimizi düşünmüştüm. 

- Yemi... 

Serra adamın dediklerini duyunca duraksadı., gözleri büyüdü şaşkınlıkla bu ifadesiz adama baktı.

- Ne dedin sen ?

- Hiç kimseye bir şeyden bahsetmezsen sana özgürlüğünü vereceğim.

Adam tekrar ederken kız inanamayarak baktı.

-Gerçekten mi ?

- Bir daha sorarsan hayır.

- Serra kafasını sağa sola hızlıca sallarken "sormam, sormam" diye tekrar etti. Şaşkınlıkla bakarken adamın elinde bir poşet olduğunu gördü. Dışarıdan görüldüğü kadarıyla içinde kadın kıyafetleri olabilirdi. Yoksa?

Sanki adam ciddi , beni gerçekten bırakacak

- E peki şimdi ne olacak ? kız şüpheyle yine sordu.

Adam poşeti kızın kucağına bırakıp "Bunları giy , sonra seni bir yere götüreceğim. Oradan sonra eğer hala gitmek istersen özgürsün." dedi.

- Ne demek eğer ? 

Bir bokluk var kesin bir bokluk var 

- Çok soru sorma hazırlan ve  gel , gitmemiz lazım!

Serra aklındaki bir ton soruyu içine gömdü. Bu canavar adamdan korkuyordu . Yemek getirirken iyiydi ama bir anda o buz gibi ses tonuyla konuşunca iliklerine işleyen bir korku ele geçiriyordu serrayı. Babası ve kuzenleri geldi aklına. Babası annesine asla bağırmaz, başka birinin de bağırmasına müsaade etmezdi. "Bal kızım" diye severdi Serra'yı. 

Ailesini hatırlayınca gözleri istemsizce doldu, poşeti alıp odalardan birine girdi Serra. Poşette zarif tek parça beyaz bir elbiseyle ona uyumlu bir stiletto ayakkabı vardı. Tıpkı bundan bir ay önce anne ve babasıyla gittikleri vakıf yemeğinde giydiği elbise gibi. Hatta bu elbisenin o yemektekine benzerliği tesadüf değilmiş gibi geldi Serra'ya. 

Hazırlandıktan sonra aynaya baktı.  

Vay be şeytanında zevkleri iyi olabilirmiş diye içinden geçirdi. 

Serra elbiseyi çok beğenmişti ama tabi bu endişelerini unutması için bir sebep değildi.

Adamın yanına döndüğünde elinde bir mücevher kutusu tutuyordu. İçinde pahalı olduğu belli olan, kızın incecik bileği ve kolu için hafif kalın ve kaba bir saat vardı. 

Adam Serra'yı üstün körü süzerken gözleri buluştu. Konuşmadan anlaştılar. Serra adama yaklaşıp bileğini uzattı. Saat beyaz elbisesiyle uyumlu ve şıktı.

Yavuz' un parfümüyle karışmış erkeksi yoğun bir kokusu vardı. Serra adam bileğine saati geçirmeye çalışırken derin bir nefes aldı. Her hücresine kadar bu kokuya çekildiğini hissetti. Utanarak bir adım geri atmak istedi. Yanakları kıpkırmızı olmuştu. Düşüncelerini uzaklaştırmak için başını hafifçe salladı. Kolundaki saati ışığa doğru tutmuş incelerken konuştu.

-Bütün bunlar ne için ? Ne yapacaksın bana ?

  Kızın saati incelemek için pencereye doğrulttuğu incecik bilekleri Yavuz' un gözlerinin hapsindeydi.  Gözlerini kızın bileklerinden ayırmadan konuştu.

 - Merak etme güzelce giydirdikten sonra insanları öldürmem.

Yüzünde tatlı bir gülümseme oluşmuştu.

Sağı solu da belli değil delinin bir gülüyor bir öfkeden patlıyor 

Yine de adam iyi bir havada olduğundan Serra ona ayak uydurdu.

- Ee şimdi nereye gidiyoruz ? 

- Konuşmadan sadece beni takip et.

Nasıl sormayayım nasıl? Kafama silah dayamış bir adamsın, nasıl güvenip de takip edeyim. 

Küçük adımlarıyla adama yetişmeye çalıştı. Sonuçta güvenmese de yaşamak için itaat etmek zorundaydı.

Serra evden çıktığında yüzüne çarpan güneşle bir anda sersemledi. Gerçekten kaç gün olmuştu güneş ışığını görmeyeli ? Hapsolduğu eve dönüp baktığında iki katlı çok güzel bir villa gördü. Villa' nın arkasında uçsuz bucaksız bir orman uzanıyor, çam ağaçları özgürce rüzgarda sallanıyordu. Burası neresiydi? Daha önce bulunduğu hiç bir yere benzemiyordu. Böyle güzel bir evde böyle kötü bir şekilde yaşamıştı. Ne kadar ironik.

Düşüncelerini Yavuz'un duygusuz sesi böldü.

- Atla hadi

Y.N  : 20.00 bu sefer tutturdum












Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44793 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr