Bölüm 9- Kayıp Bulundu

avatar
180 0

Suç Dünyasında Beyaz Bir Orkide - Bölüm 9- Kayıp Bulundu




Serra süt beyaz elbisenin içinde kırgın ve yorgundu. Yanındaki adam bir cehennem zebanisi gibi korkunç ve güçlü görünüyordu gözüne.

Ne yapabilirim? Elinden kaçmaya gücüm yetmiyor

Yavuz Serra'nın yaprak gibi titrediğinin hala kolundaki saati çıkarmaya çalışmak için fırsat kolladığının farkındaydı. Kadına yaklaştı. Söyleyeceklerini bir kerede söylemek tekrar etmek istemiyordu. Gözlerini Serra'nın ela gözlerine kilitledi.

- Söylediklerimi yapacaksın! Bir açık verirsen BOOM! Anlıyor musun?

Adamın hükmeden sesine karşı Serra çaresizce başını evet anlamında yukarı aşağı salladı. Dolgun dudakları küskün bir çocuğun ki gibi aşağı doğru sarkmıştı. Girdiği çıkmazın farkındaydı. Yine de sesi titreyerek çocukça sordu.

- Lütfen vazgeç bu işten!

Bir umut 

- Sus ve dediklerimi yap!

Hayvan

Yavuz araba durduğunda kıza  direnme şansı vermeden elini kavradı. Yavuz'un sürüklemesiyle arabadan indi. Karşılarında bir gazeteci ordusu onları bekliyordu. Patlayan flaşlar Serra'yı daha da ürküttü. Yavuz'un arkasına doğru saklandı. Beyaz elbisesine dökülen siyah saçlarıyla önünde ki siyah takım elbisesi vücuduna tam oturmuş atletik adamın arkasına sığınan narin kadın flaşların daha da iştahla patlamasına sebep oldu. Adamın siyah saçları vahşi bir hava verirken kadınınki asillik ve güzellik saçıyordu. Çift uyumsuzluktaki uyum gibiydi.

Güzeller 

Yavuz inadına onu yanına doğru çekiştirdi. Kız zaten bu adama karşı gardını indirmiş kaderini kabullenmişti, ufak bir çekiştirmeyle adeta adama uçtu. Kameraların önünde yan yana ve el ele duruyorlardı. Kolları neredeyse bir birine değiyordu.

Elbette bu tatlı anın hiç bir karesini magazinciler kaçırmadı. Yavuz otuz iki dişini açıp kameralara gülümserken dişlerinin arasından fısıldadı.

- Gülümse!

Adamın sesi kalabalıkta da olsa Serra'nın tüylerini diken diken etti. Aceleyle gülümsedi.

Manyak, gazetecilere ne zaman haber verdiyse bütün basını buraya toplamış

- İlişkiniz ne zaman başladı?

- İki aile bu ilişkiyi onaylıyor mu?

- Serra Hanım  bir haftadır kayıp olduğunuz dedikoduları dolaşıyordu, bir haftadır neredeydiniz?

 Gazetecilerin ardı ardına soruları Serra'yı daha da boğuyordu. Görünmez bir el boğazını sıkıyordu. Kendi kendine telkinde bulundu.

Nefes al, nefes ver, gülümse, gülümse

Serra farkında olmadan Yavuz'un elini sıktı. Ondan bir medet umuyordu. Restorana girip bu kaostan kurtulmayı istiyordu. Yavuz elini bıraktığında yürümeyi unutmuş gibi durdu. Endişeyle adama dönemeden belini kavrayan ateş gibi eli hissetti.

Ne yapıyor lan bu manyak 

Yavuz'un onu yönlendiren eli kızı sakarca yürüttü. İnatçı ve ısrarcı el elbisenin ince kumaşından kızın tenine temas ediyor gibiydi. Serra bir kez daha onun kokusunu yakınında hissetti. Serra belini adamdan kurtarmak istedikçe onun baskısının arttığını hissedebiliyordu. Hiç bir soruya cevap vermeden bir kaç büyük adımda restoranın girişine vardılar.

Kasım'ın açtığı kapıdan içeri süzüldüler. İçeri girdikten sonra Serra bir silkelenişte adamın belindeki elinden kurtuldu ancak Yavuz kızın elini tekrar avuçlarının arasına aldı.

- Elimi bir an olsun bırakmayacak ve yanımdan ayrılmayacaksın!

Restoran parlak ışıkların altında boş masalardan oluşuyordu. Bu gece için bütün masaların tutulduğu belliydi. 

En azından bu rezilliği aile içinde tutabilirim belki 

Tek dolu masada Serra'nın annesi Mahide Hanım vardı. Kızını görür görmez ayağı kalktı, sabrının tükendiği belliydi. Kaç gündür kayıp olduğunu düşündükleri, didik didik aradıkları kızı tanımadıkları bir adamla el ele geliyordu. Bunu birisi söylese asla inanmazdı ama şimdi gözlerinin önündeydiler. Mahide Hanım neredeyse haykıracaktı:

- Öldüğünü sandık! Bize, ailene bunu nasıl yaparsın! 

- Anne, anneciğim...

Bir an için Yavuz'un ellerinden zincirinden kurtulan bir tutsak gibi ayrılmayı denedi. Mümkün değildi. Zincirinin izin verdiğinden ileriye gidemezdi. Koşup kızına sarılan Mahide Hanım oldu.

- Bizi mahvettin, aileni mahvettin...

Serra Yavuz'un bakışları olmasa ağlayacaktı. Annesiyle sarıldıklarında günlerdir hissetmediği kadar güvende ve şefkatli hissetti. Boğazı düğümleniyor, gözleri doluyordu. 

- Anneciğim, affet beni, başka çarem yoktu.

Mahide Hanım hiç beklenmedik bir şekilde öfkeyle uzaklaştı Serra'dan. Ona okkalı bir tokat geçirdi. 

- Başka çaren yok muydu? Bize bunu yapmaktan başka çaren yok muydu? Seni el bebek gül bebek yetiştirdik, seni bütün kötülüklerden uzak tuttuk ve sonunda bir tetikçinin oğluyla kaç diye mi?

Mahide Hanım öfkeli ve kırgındı. Masaya kendini bir çuval gibi bıraktı. Serra yanağına dokundu ama fiziksel acı hiç bir şeydi annesinin gözünde gördüğü hayal kırıklığı karşısında. Kalbi acıyarak ve gözleri dolarak annesine baktı.

Yavuzun avcunun içindeki eliyle sadece bakabilir , konuşamazdı.

Anne ben kaçmadım..

- Baban ne diyecek! Babanı düşündün mü hiç? 

Serra dayanamadı ağlamaya başladı. Bir çocuk gibi sessizce ve içini çekerek ağlıyordu. Yavuz'un avcu içindeki eli kırık bir kanada dönmüştü. Babasının tepsinden çok korkuyordu. Onu üzmek istediği son şeydi. Yavuz bir cellat gibi gözlerini ayırmadan anne kızı izlerken kızın hüznüne ortak oluyor gibi görünüyordu. Gözlerinde merhamet ve aşkla Serra'ya bakıyordu. 

Allah kahretsin! Bir aile dramımız eksikti. Allah kahretsin sana rastladığım o günü! Bu işin içinden çıkar çıkmaz senden kurtulacağım lanet kadın!








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46909 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr