Vampir, sıskaydı. Hatta baya sıskaydı. Sanki aylardır aç bırakılmış gibiydi. Saçları darmadağınıktı. Gözleri avını bulmuş gibi büyük bir kan arzusuyla bakıyordu.
“Taze kan… Taze kan!” diye bağırarak Noah’a doğru atıldı!
Noah bunu tahmin ettiğinden hemen atlattı. Violet ise mükemmel bir zamanlama ile vampirin yüzüne bir alev topu fırlattı.
Vampir içgüdüleri sayesinde Violet’in hamlesini fark etmişti. Hemen sağa doğru takla atarak alev topundan kurtuldu…
En azından o öyle sanıyordu.
Üstüne birden yağan alev toplarını görünce gözleri faltaşı gibi açıldı.
“N… Ne!?”
Ne yazık ki bu onun son kelimeleri oldu.
Noah şaşırmış bir şekilde ızgarada yarasa gibi kokan vampire bakmaya başladı. Daha ne olduğunu bile anlamadan ölmüştü.
“Biraz fazla… kolay oldu sanki?” dedi şaşkınlıkla.
[Aşama 3: Bir Vampiri Kendine Çek ve Onu Öldür tamamlandı.]
[Görev ödülü zihninize aktarılıyor…]
Noah zihnine gelen bilgiler ile şaşırdı. Fakat şaşkınlığı bununla sınırlı kalacak gibi değildi.
[Ruh yeteneği aktive edildi: Özümse.]
[Aşama 4: Özümse]
[Vampire dokun ve Özümse yeteneğini kullan.]
Tahmin ettiğinden oldukça farklı bilgiler edindi. Ruh yeteneği kaç defa reenkarne olursan ol her zaman yanında olan ruha özgü yeteneklerdendi. Bu bırak ölümlü diyarları ölümsüz diyarda bile oldukça nadirdi!
Özümse yeteneği bin yılda sadece bir kez kullanabileceği başka canlıların soylarını çalmayı sağlayan bir yetenekti. Katı koşulları vardı. Alacağı soyun ana vücuda uyum sağlayacak bir soyu olması gibi. Tüm bunlar dışında oldukça kritik bir kusuru vardı.
Bu kusur vücudunun sadece üç soy sınırı olmasıydı.
Böylesine aşırı güçlü bir yeteneği olduğunu öğrenen Noah ise oldukça şaşkın, bunu bir vampirin soyunu almak için kullanması gerektiği içinde üzgündü.
Fakat nedenini bilmese de kendinden daha çok sisteme güvendiğinden adım adım vampire doğru ilerledi.
Violet, oğlunun garip tavırlarına anlamsızca bakıyor, bahsettiği gibi vampirin gelmesini düşünüyordu.
Noah cesede doğru eğildi. Daha doğrusu o ceset olduğunu düşünüyordu.
Vampir bir anda gözlerini açtı.
Ne Noah, ne de gücüne oldukça güvenen Violet bunu beklemiyordu.
Noah’ın kolunu yakalayan zombimsi vampir bu cümleleri tekrar ediyordu.
“Taze kan… İyileşmek için!”
Noah tamamen reflesif bir şekilde “Özümse!” diye bağırdı.
Vampir ve Noah parlamaya başladı.
Violet kurtarmak istese de kullandığı büyüler oldukça tahrip edici ve alan hasarı tipi yeteneklerdi. Yanii kullanabileceği en hafif teknik Noah'ın hayatını daha da tehlikeli bir duruma sokabilirdi!
Bu nedenle yardım edemezdi.
Noah’ın gözlerinin rengi değişmeye teni solgunlaşmaya başladı. Buna nazaran zombimsi vampir canlılığını yavaşça yitiriyordu.
Violet bu garip fenomeni fark ettiğinde endişesi havada kayboldu. Onun yerine ne olduğunu anlamaya çalıştı.
Noah’ın göz bebekleri dikey elips şekli alırken göz rengi kan kırmızısına dönerken vampir tüm canlılığını yitirip toza dönüştü.
[Düşük Sınıf bir Vampir soyu elde ettiniz.]
[Tüm aşamalar tamamlandı.]
[000. Görev: Uyanış tamamlandı!]
[Görev Ödülü: Kadim Vampir Gelişim Tekniği zihninize entegre ediliyor…]
[Kadim Vampir Gelişim Tekniği]
[Nadir]
[Kadim zamanlardan kalma bir vampirin kendi soyunu saflaştırmak ve güçlendirmek amacıyla kullandığı teknik.]
[Vücudunuzun soyla adaptasyonu sağlanıyor.]
[Adaptasyon tamamlandı.]
Anlaşılan Vampir soyu vücudu o kadar değiştiren bir soy değildi. Adaptasyonun bitmesiyle birlikte Noah’ın zihnine kısa sürede teknik hakkında temel bilgiler akın etmeye başladı. Fakat o ne tekniğe bakacak ne de görevi tamamladığı için sevinecek bir haldeydi.
Çünkü çok susamıştı. İçgüdüleri kan için çıldırıyordu adeta.
Violet, Noah’ın bakışlarını gördüğünde iç geçirdi. Neler olduğunu tam olarak anlamasa da şu anda Noah’ın her vampirin yaşadığı bir durumda olduğunu anladı.
Kan açlığı.
Her vampirin belirli bir süreden sonra hissettiği bir durumdu bu. Eğer kurban şanslı ise veya vampirin tanıdığı birisi ise en fazla biraz güçsüzleşirdi kan kaybından. Eğer tanımadığı birisi ise kurutana kadar durmazdı.
Ayrıca eğer uzun bir süre kan emmez ise aynı az önce toza döneşen vampir gibi sadece kan emmeyi ve öldürmeyi düşünen aç bir hayvana dönüşürdü.
Violet, “Noah…” dedi endişeli bir şekilde. Noah’ın yaşadığı durumu farkındaydı. Fakat gerçekten vampire dönüşmeyi başarması onun hazırlıksız olduğu bir şeydi.
Fakat olan bir şey geri alınamazdı. Violet biliyordu ki annesi olarak yapabileceği en iyi şey kan arzusunu tatmin etmesi için kurban olmaktı.
Violet, sadece bir anlığına tereddüt yaşadı.
Noah annesine döndüğünde içinde annesine atlayıp parçalamak gibi bir dürtü hissetti. Fakat neyse ki bilincini o kadar yitirmediğinden zorda olsa kontrol sahibiydi.
"Anne…" gitmesini söylemek istedi. Fakat tam o sırada annesi ona sıkıca sarıldı.
"Ne yapmak istiyorsan onu yap Noah." diye fısıldadı kulağına. Oğlunun iyiliği için seve seve kurban olmaya hazırdı.
Noah daha fazla kendini tutamadı ve annesinin boynuna yeni uzamış küçük dişlerini geçirdi.
Violet, "Agh! Mm~" diye acıyla inledi. Kanının emilmesinin verdiği his nahoş olsa da oğlu için dişlerini sıkıyordu.
Aradan kısa bir zaman geçti. Noah, bir litre kanı mideye indirmiş, Violet ise sabır ile Noah'ı beklemekteydi. Cildi biraz solda da henüz fazla kan kaybetmiş sayılmazdı.
Noah ise oldukça açgözlü idi. Kanın sarhoşu olmuştu adeta. Kan emdikçe emesi geliyor duramıyordu.
Yine de annesinin solgun tenini görünce kendini zorladı ve kan emmeyi bıraktı.
Noah, sarhoş olmuş gibi "Hıhk…" diye hıçkırdı.
Violet o sırada boynunu tutuyordu. Boynunda iki ne çok derin ne de çok yüzeysel olan iki tane delik vardı ve bunlardan kan sızıyordu.
Violet’in canı yanmıştı baya. Daha da kötüsü vücudundan kanının çekilme hissi berbattı.
Yine de Violet oldukça endişeli bir şekilde Noah’a bakmaktaydı.
“Daha iyi misin Noah?” diye sordu.
Noah, onaylarken bir yandan annesine bakıyordu. Kanını içtiğinden ten rengi solmuştu. Onun bu halde iken bile onun için endişelendiğini gören Noah’ın gözleri doldu. Annesine daha yeni ayrılmış olduğu halde tekrar sarıldı.
Annesinin göğüslerine kendisini bastırdı.
“B… Ben özür dilerim anne… Böyle…” derken gözleri dopdoluydu.
Violet, şefkatle sarıldı ona.
“Sorun değil oğlum… İsteyerek böyle yapmadığını biliyorum…” dedi kafasını nazikçe okşarken.
Noah daha fazla dayanamadı ve ağlamaya başladı.
…
Aradan geçen kısa sürenin ardından Noah annesinden ayrıldı.
Atmosfer oldukça garipti.
“Anne şey… dönecek miyiz? Yapacak işimiz kalmadı sonuçta.”
Violet kafasını iki yana sallayarak reddetti.
“Hayır. Madem vampir yolunda yürümeyi tercih ettin. O zaman bu ormanda bir kaç gün, en azından o kaltak bir kaç gün bizi izlemeye başlamadan, olabildiğince vampir güçlerine alışman için hayvanlarla alıştırmalar yapman lazım.” dedi.
Noah, “Tamam anne.” diye onayladı. O hep annesini onaylardı ve annesi bir şey derse bir an bile reddetmeyi düşünmezdi.
Violet, boynunu ovuşturarak, “Biraz dinlenelim ama. Çok fazla içtiğinden biraz dinlenmeye ihtiyacım var.” dedi.
Noah utandı.
Utancını gömmek için, birazda sistemi kurcalamak istediği için meditasyon biçimine girdi.
O sırada retinasının sol köşesinde olan bir barı fark etti.
[Kan İhtiyacı - %100]
Bu işini biraz olsun kolaylaştırırdı.
O sırada sonunda sakince düşünebilmeye başlayan Noah, zihninde bir gelişim tekniği olduğunu fark etti ve oldukça şaşırdı.
Gelişim teknikleri özeldi. Bir canlı gelişim tekniği kullanmadan ilkel metotlarla da güçlenebilirdi. Fakat gelişim teknikleri ile gelişim yapanların hem kendine has kozları olur hemde gelişim temelleri biraz daha sağlam olurdu.
Fakat gelişim teknikleri oldukça nadir bulunurdu. Öyle ki çoğu tarikatta kendilerine özgü gelişim teknikleri bulunmazdı. Bulunanlar ise köklü Tarikatlar olurdu.
Yanan Güneş Tarikatında ise elbette ki gelişim tekniği bulunuyordu. Fakat o gelişim tekniğine anca gerçek mürit olanlar erişebilirdi.
Noah ise sistem sağolsun bir gelişim tekniği elde etmişti. Üstelik vampir soyunu da geliştirebileceği bir teknik!
Noah hemen zihnine gelen bilgileri kurcalamaya başladı.
Tekniğin adı Kadim Vampir Gelişimi idi. Oldukça sade bir anlatımı vardı. Tekniğin bilinen altı aşaması vardı.
Noah şu an ilk aşama olarak bilinen Kan Arzulayan aşamasındaydı. Kan Arzulayan aşamasındaki yönergelere göre emdiği kan ile manasını aynı anda dantianında döndürmesi lazımdı.
Fakat şöyle bir sıkıntı vardı. Kendisi daha manasını kontrol edebilecek güçte değildi.
En azından o öyle sanıyordu. Bir kez umutsuzca denediğinde şok oldu.
Manasını ustaca olmasa da acemi düzeyde kontrol edebiliyordu!
Şokun yerini heyecan alırken aynı zamanda ilginç bir şey fark etti. Farklı bilmediği bir enerji de de kontrol sahibiydi. Anlaşılan bu kan enerjisiydi.
Noah hiç düşünmeden direkt teknikteki yönergeleri uygulamaya başladı.
Dantianına mana çekmeye, vücudunda dolaşan emdiği kandan gelen enerjiyi de mana ile birlikte dantianında toplamaya başladı.
Mana mavi renkte kan enerjisi ise kırmızı renkte olduğundan iki karşıt rengin aynı havuzda bulunması oldukça göze hoş gelen bir manzaraydı.
Noah manasını ve kan enerjisini belirli bir denge kurarak döndürmeye başladı.
Noah bu şekilde tekniğe odaklanmış bir halde iken retinasında sürekli düşen sayıları fark etmedi.
[Kan İhtiyacı - %99]
[%98]
[%97]
...
Bir, bir düşüyordu. Noah ise bunun pek bir bilincinde değildi. Manası ile kan enerjisinin uyumlu şekilde hareket etmesini sağlamaya çalışıyordu.
Mana oldukça sakin bir yapıdaydı. Fakat kan enerjisi saldırgandı. Bu yüzden dengelemesi gerekiyordu.
Dengelemek için efor harcarken aurası dengesiz bir hal almaya başladı. Kimi zaman vahşi bir canavar kadar saldırgan bir auraya sahipken kimi zaman bir su kadar sakindi.
Neyse ki annesi de toparlanmak için kendini meditasyona kaptırmıştı ki fark etmedi. Yoksa oldukça endişelenebilirdi.
Aradan kısa bir süre geçmesinin ardından, sonunda manasını ve kan enerjisini dengeledi.
[Kan İhtiyacı - %50]
Noah, kanın yarısının tükendiğini görünce şok oldu ve biraz korktu. Bu sadece kan enerjisini dengelemek ve gelişime başlamak için kullandığı kan miktarıydı. Peki o zaman güçlenmek için ne kadar miktarda kan emmeliydi!?
Yine de çabucak kendini toparladı. Madem bu yola adım atmıştı, ne olursa olsun ilerlemeliydi!
Kendini gaza getiren Noah gözlerini aralamadan önce “Durum.” diye mırıldandı.
[Noah…]
[Irk - İnsan, Vampir, ?????]
[Ölümlü Diyar - Temel Oluşturma - Dördüncü Kademe (Kan Arzulayan)]
[10 Karizma]
[Özel Yetenekler: Doğaüstü Sakinlik, Özümse(Kullanım dışı)]
Irk kısmının yanındaki soru işareti ilgisini çekti. Kendisinin ilk baktığında sadece insan soyu vardı. Acaba vampir soyunu elde ederken başka bir soy daha mı kazanmıştı?
Fazla düşünmenin anlamı olmayacağından düşünmeyi bıraktı. Eğer bir soy elde etmişse kısa sürede uyanırdı muhtemelen zaten.
Karizma kısmı ikiye katlanmıştı. Bu konu Noah’ı şaşırttı. Demek ki vampirlerin kendine has cazibesi vardı.
Noah gözlerini açtığında tesadüf eseri Violet de işini bitirmişti.
“Hazır mısın Noah?” diye sordu.
Noah bir an düşündü ve onayladı.
“Evet anne hazırım.”
“Öyle ise ormanın derinliklerine doğru gidiyoruz.”
Noah onayladı.
Birlikte yürürlerken Noah ve Violet oldukça sessizdi.
Noah, hareket ederken sistem ile uğraşmakla meşgul olduğu için sessiz iken Violet etrafı kolaçan edip oğlunun ilk avı için uygun bir av aramaktaydı.
“Sistem, artık anlatabilir miyim?” diye mırıldandı.
Kendi sesine benzer ama daha metalimsi ve soğuk bir sesten yanıt gecikmedi.
[Kullanıcı şu anda sistem ile ilgili herhangi bir bilgiyi başka bir kişiyle paylaşacak niteliklere sahip değildir.]
“Hah, şaşırmadım.” diye mırıldandı. Noah, annesi ile birlikte gider iken elinde hiç bir silah olmadığını hatırladı.
“Hey anne.”
“Efendim Noah?”
“Şey… Benim hiç silahım yok. Nasıl avlanacağım ki?”
“...”
Violet, bir büyücü olduğundan Noah’ın silaha ihtiyacı olabileceğini düşünmemişti. Neyse ki boyutsal yüzüğünde -daha önce öldürdüğü adamlardan- bolca silah bulunmaktaydı.
Violet, cevabını bilsede “Ne tarz bir silah kullanmayı tercih edersin Noah?” diye sordu.
Noah, parlayan gözlerle “Tabii ki çift kılıç anne!” dedi.
Şaşırmamıştı. Nedenini bilmese de Noah’ın hep çift kılıçlara karşı bir hayranlığı vardı.
Boyutsal yüzüğünü biraz kurcalayan Violet, biraz paslı da olsa birbirlerinin birebir aynısı gibi gözüken bir çift kılıç çıkardı.
Noah, paslı da olsa çift kılıcı görünce hemen Violet’in elinden kaptı. Daha eline almasıyla bir aşinalık hissetti kendisi ile kılıçlar arasında.
Biraz şaşırdı. Fakat şaşkınlığı her zamanki gibi bir an sürdü.
Noah, silahlarını edinince ikili yollarına devam ettiler. Noah kılıçları bir o yana bir bu yana sallıyor kendince kılıç kullanmayı tecrübe ediyordu.
İkili bu şekilde ilerlerken ormanda sonunda bir tür hayvan ile karşılaşabildiler.
Bu hayvan bir tavşandı. Gerçi ortalama bir tavşandan biraz iriydi ve iki tane küçük boynuzu vardı. Noah onun oldukça sevimli olduğunu düşündü.
Violet, “Bir boynuzlu tavşan. Daha olgunlaşmamış. İlk avın için oldukça ideal bence.” dedi.
Noah biraz şaşırdı.
Noah, “Böyle sevimli bir şeyi öldürmek zorunda mıyım?” dedi isteksizce.
Noah’ın isteksiz tavrını Violet pek beğenmedi.
“Gerek vahşi doğa da gerek gelişimde, nerede olursan ol. Güçlü olan güçsüzü ezer Noah. Bunu sakın unutma. Sen güçlüsün, o ise zayıf. Bu yüzden öldürmekten çekinmemelisin.”
Noah, annesinin haklı olduğunu bildiğinden bir şey diyemedi. Boynuzlu tavşan onlara baktı. Gözleri simsiyah olan bu tavşanın bakışı Noah’ı rahatsız etti.
Noah, “Özür dilerim küçük tavşan.” dedi ve tavşanın üstüne elindeki kılıçlarla atladı.
Noah’ın atlayacağını tahmin eden boynuzlu tavşan kaçmak için Noah’ın tam tersine zıpladı.
Noah bunu fark edince hemen kılıçlardan birini tavşana fırlattı. Tavşan sağa doğru zıplayarak atlattı.
Fakat Noah, sağa atlamasını beklediğinden direkt kılıcı kafasına geçirdi ve zavallı tavşanın kafası ikiye yarıldı.
Noah, tavşanın halini görünce midesi bulandı. O daha önce kimseyi öldürmemişti ne de olsa.
Violet tavşanı Noah’ın kılıcından çekip aldı ve Noah’a dönüp, “Kusmak istiyorsan kus oğlum. Yavaş yavaş alışacaksın.” dedi sakince.
Noah, daha fazla dayanamadı ve kusmaya başladı.
Violet ise daha boyutsal yüzüğünden tavşanın derisini yüzüp yenilebilir hale getirmek için bıçağını aldı. Uzun zamandır dışarıda yemek hazırlamadığından oldukça nostaljik hissetti.
Deneyimli birisi olarak ustaca el hareketleri ile yaklaşık olarak yarım saat içinde tavşanı tamamen soydu. Hızı takdire şayandı. Fakat bu hızın bedeli olarak en azından bir şapka yapılabilecek kadar deri hibe olmuştu.
Violet, derisini komple soyduktan sonra ustalıkla eti kemiklerinden ayırdı. Yenilmeyecek kısımlarını çıkarıp bir köşeye fırlattı. Sonrasında küçük bir tencere çıkardı. Boyutsal yüzüğünde bulunan suyu tencereye boşalttı. Sonrasında yüzükteki bir kaç sebzeyi de doğrayıp etler ile birlikte suya attı.
Annesini hayranlıkla izleyen Noah’ın aklında tek bir düşünce vardı.
‘Tavşan yahnisinin tadı nasıl olacak acaba?’
***Yazar'ın Köşesi***
Ejdertanrı ve Vampir Hükümdarı isimli serilerim hakkında önemli bilgileri ve duyuruları Ay Diyarından öğrenebilirsiniz. Ayrıca eğer bölüm atmıyorsam sebeplerini de genelde orada yazıyorum.
Not: Sunucu da rol-alım kanalından bildirimini almak istediğiniz serinin rolünü almayı unutmayın.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..