12-Teno'nun İlk Adımları

avatar
582 3

Varoluşun Ötesinde - 12-Teno'nun İlk Adımları


Ovour elini sol yanağına götürmüş bir şekilde Elgia'nın gittiği yöne doğru bakıyordu.


Kendine geldiğinde ise, "Eyvah yemeğe geç kaldım kesinlikle ceza alacağım." Diye düşündü ve koşarak evin yolunu tuttu.


Sonunda eve geldiğinde ise şeytana dönüşmüş annesi kapıda onu bekliyordu.


Ovour gece yarısına kadar azar işittikten sonra Lunel Corol'u biraz sakinleştirdi. Ardından ise Ovour'a bakıp gitmesi için işaret verdi, bu sayede cezadan kurtulmuş olsa bile annesinin sürekli bağırarak konuşmasından başına ağrılar girmişti. Sonunda ise uykunun güzel kollarına kendisini teslim etmişti.


Ertesi gün ise güneş hayatı tekrar başlatıp, canlılar yeni bir güne başlamışlardı.


"Tekrar, kılıcı sabit tut ve sana gelen bir saldırıya karşı gardını al. Beni iyi izle, dizlerini hafif alçalt, belini bük ve kendini zemine sabitle, sağ ayağını öne sol ayağını ise arkaya getir ayrıca... "


Ovour artık babasıyla her sabah düzenli olarak yaptığı kılıç antrenmanlarını yapıyordu ve antrenmandan sonra hızlıca kahvaltısını yapıp Antik Eserler Köşküne doğru yola koyuldu.


Kısa bir yürüyüşten sonra Ovour köşke vardı ve kapıdan içeri girdi.Gözüne ilk çarpan şey ise masada tuhaf görünümlü taşları temizleyen Teno oldu ve hemen yanına yaklaştı.


"Günaydın Teno, yeni bir şeyler var mı?"


"Neden bana soruyorsun ki? Son günlerde yeni olan her şey sende değil mi zaten?" Hala kıskançlığı üzerindeydi.


"Dalga geçme dostum, ayrıca sen neyle ilgileniyorsun?"


"Bu gördüğün şey bir yaratık fosili, en azından sadece başı olduğunu tahmin ediyorum. Ne fosili diye soracaksan babam yılan demişti."


"Yılan demek, bunlar da kemik ama taş gibi görünüyorlar."


"Evet öyle göründüğü için fosil dedim ya, ayrıca bunu birleştirmemiz gerekiyor."


Ovour çok üstelemeden, "Tamam, sonuçta görev görevdir." Deyip işe başladı.


İki saat sonra....


"Ovour bu çok tuhaf bir yılan olmadı mı sence?"


"Bence reçine kurumadan şu parçayla şunun yerini değiştirirsem bir şeye benzeyecek gibi. İşte oldu, şimdi nasıl?" Biraz uzaklaşıp Teno'un görmesine müsaade etti.


"Şimdi daha çok bir yılan kafasına benzedi."


Teno reçinenin kuruması için iyi bir yere koyup Ovour'a döndü. "Hadi artık dışarı çıkalım, babam gelene kadar reçine kurur zaten ve soruna da bir cevap vereceğim."


"Biraz daha beklerim sanmıştım, tabi hızlı olan her şeyi kolaylaştırır."


Teno kolu Ovour'un omzuna atarak onu dışarı sürüklemeye başladı. "Düşünmek için üç gün yerer bence, şimdi gidelim."


Teno ve Ovour köşkten çıkıp bahçede ki büyük meşe ağacına yaslandılar.


Ovour, Teno'ya bakıp, "Evet cevap diyordun, kulağım sende."


"Kabul ediyorum. Bu günden itibaren dantian oluşturmaya başlayalım, ve bir savaşçı olma yolunda ilk adımımı atalım."


"Oldu bu iş." Ovour sırayla yapması gerekenlerin Teno'ya anlatıyordu.


"Şimdi ilk bir hafta sadece doğa enerjisini hissetmeye çalış, sonra enerjiyi bedenine yönlendir. Enerji kanalların açılsın ve son adım da yavaşça dantian kendi, kendine oluşacaktır." Tüm bu olayları kendi yaşadığı için çok iyi biliyordu.


Teno muzip bir şekilde gülümseyerek. "Ovour aslında üç gün önce doğa enerjisini hissetmiştim ama enerji kanallarımı açmadım sanırım."


Bu duruma şaşırarak "Ne, bu kadar çabuk mu hissettin yani, benim enerjiyi hissetmem haftalarımı almıştı."


"Bütün şansın sende toplandığını düşünmüyorsundur, her halde değil mi?"


"Bu durum da kısa sürede dantianın oluşur. Ve Başlangıç Alemine hızlıca girebilirsin."


"Övünmek gibi olmasın ama her zaman bu tür yeteneklerim olduğunu düşünmüş türüm."


"Hıhı eminim öyle düşüncelerin vardır. Simdi meditasyon pozisyonu al ve doğa enerjisini kendine yönlendir, zaten enerjiyi hissettiğine göre bu senin için nefes almak kadar kolay olmalı." son sözeri ile Teno'yu biraz alaya aldı.


"Tamam deniyorum." Teno meditasyon pozisyonu alıp beklemeye başladı.


Teno birkaç dakika sonra ise, "Hissediyorum Ovour her yerde enerjiden izler var."


"Beni iyi dinle Teno tek seferde olmak zorunda, yoksa enerji kanallarına zarar vere bilirsin. Şimdi enerjiyi kendine yönlendir ve vücudun da dolaşmasına izin ver."


Ovour'un dediklerini yapmaya başlayan Teno vücudunda ki değişimleri hissetmeye başladı.

"Hey vücudumda ki damarlar sanki genişliyor gibi ve bütün vücudumu bir sıcaklık bastı."


"Bu normal bir süreç birkaç dakika sonra tamamlanacak, şimdi derin ve düzenli nefes alıp ver."


Teno bir süre sonra yavaşça gözlerini açtı "Bu his, enerjinin vücudumda aktığını hissedebiliyorum. Bu çok güzel ve güçlü hissettiriyor."


Onları uzaktan izleyen Fabio ise sadece gülümsüyordu. "Hmmm Teno doğa enerjisini hissetti ve enerji kanallarını açtı. Ovour'la tanıştıktan sonra olgunlaştı ve değişti bir baba olarak oğlumu böyle görmek çok güzel. Şimdi bakalım yılan kafası ne durumda."


"Ovour hadi gidelim artık, babamın içeri girdiğini gördüm."


"Geldi demek, gidelim hadi."


Köşkün kapısı açıldı ve ikisi de içeri girdi. Fabio yılan fosiliyle ilgilenmeyi bırakıp onlara döndü.


"Baba yılan nasıl olmuş?"


"Doğruyu söylemek gerekirse çenesini ters takmışsınız ve küçük burunun olması gereken yerde dişi, dişin olması gereken yerde ise burnu var."


"Hadi ya oysa ki bize düzgün gelmişti. Değil mi Ovour?"


"Öyle sayılırdı, ama değilmiş."


"Çocuklar kafanıza takmanıza gerek yok zaten masa süsü olarak kullanmak istiyordum. Hahaha"


"Verdiğimiz zahmet bir süs için miydi yani?" Teno yılanın kafasını birleştirirken çektiği zahmette üzüldü.


"Neyse şimdi asıl konumuza gelelim, beni iyi dinleyin bu önemli bir konu. Birkaç hafta önce ava giden bir avcı grubu av sırasında bir yer altı tüneli keşfetmişler. İçeri girip baktıklarında ise tuhaf semboller ve bir kapı bulmuşlar, açmayı deneseler de açamamışlar." Nefeslenip devam etti.


"Sonra klana birini gönderip haber verdiler, ve ana klandan birkaç kişi o bölgeye gitti ve muhtemelen birkaç gün sonra benimde o bölgeye gitmem gerekecek bu yüzden ikinize de geçici olarak üzere izin veriyorum. Yani ben gelene kadar izinlisiniz."


"İzin mi? Peki annem de gidecek mi?"


"Konu eğer annenin uzmanlık alanına girerse kesinlikle o da gelecektir."


"Ama sakın bu konuyu dışarıda konuşmayın, yoksa ceza alırsınız. Ve unutmadan bu kitabı da al Ovour."


"Ne kitabı bu efendim."


"Geçenlerde bana büyücü ne demek diye sormuştun ya, işte bu kitapta o sorunun cevabı var. Şimdi kitabı al ve gidin bakalım."


Ovour ve Teno yavaşça köşkten dışarı çıktılar ve köşkün merdivenlerine oturdular.


Teno, Ovour'un elindeki kitabı merak etmişti, "Ovour kitabın ismi ne?"


Ovour kitabın üstündeki yazıya baktı. "İmparatorluk Resmi Büyücü Bilgileri yazıyor."


"İmparatorluktan geliyorsa kesinlikle birinci sınıf bilgiler mevcuttur, sana iyi okumalar ben gidiyorum."


"Nereye ki?"


"Eve sonra da bolca meditasyon yaparım her halde."


"Tamam o zaman görüşürüz."


Teno arkasını dönüp evine doğru yürümeye başladı. Ovour ise sırtını merdivenin tırabzanlarına dayayıp ayaklarını merdiven boyunca uzattı ve elindeki kitabı incelemeye başladı.


Kitap koyu mavi bir kapağı ve etrafını dönen kırmızı işlemeli kabartmalar ve motifler bulunuyordu. Kitabın orta kısmında imparatorluğun tuhaf bir madenden yapılma sarı renkte bir amblemi bulunuyordu ve amblemin ortasında ise mavi bir mücevher vardı. Kitabın sağ tarafında bulunan ve kitabın ön ve arka kapağını birbirine bağlayan deri bir kemeri de vardı.


Ovour kitaba bakıp, "Seni evde okusam benim için daha iyi olur." Böylece Ovour da evin yolunu tuttu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46886 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr