Bu sırada Lunel ve Carol ufak eğlencelerine son verip oturma odasına geçmişlerdi, Carol başını Lunel'in göğüsüne yaslamış bir şekilde oturuyor ve Lunel sağ eliyle eşine sarılırken sol eliyle de eşinin göbeğinde geziniyordu.
Ve ikisi de mühim bir konu hakkında tartışıyorlardı.
"Haksızlık yapıyorsun ama, sen bir gecelik iş yapıp çocuğa isim veriyorsun ben 9 ay karnımda taşıyınca isim veremiyorum öyle mi?" Kendisine haksızlık yapıldığını hissediyordu.
Lunel eşini gıdıklayarak, "O bir gecelik işi yaparken çok mutlu olduğunu hatırlıyorum sanki." Lunel gülerken Carol ise yanakları kızarmıştı.
Utancından, "Hmph!! pislik." Demekle yetindi.
"Pekala ortada buluşalım ve bir anlaşma yapalım olur mu?"
"Anlaşma mı? Çocuğu sen mi taşıyacaksın yoksa?" Hafif tebessümle eşine baktı.
"Hayı benim işim seni mutlu etmek ve anlaşmaya gelirsek çok basit, kız olursa sen, erkek olursak ben isim koyarım." Basit ve öz olduğunu düşünüyordu.
Carol Lunel'den uzaklaşarak ayağa kalktı ve yüksek sesle, "Kabul etmiyorum, Ovour'a hamileyken de bu tür bir konuşma yapmıştık ve sen erkek adamın ilk oğlu doğacak dediğin için daha doğmadan ismini koydun."
"Ama tatlım zaten erkek oldu, bir nevi hissetmiştim ben."
Aslında bir oğlu olmasını istediği için doğmadan isim verdi ve doğan çocuk da erkek çıkmıştı.
"Tamam o zaman ben de doğacak çocuğun erkek olacağını hissediyorum bu yüzden erkek olursa ben kız olursa da sen isim koyarsın, konu burada kapanmıştır." Dedi ve hızlıca Lunel'in yanına oturdu.
"Carol bakar mısın?" Carol eşine dönünce birden dudakları Lunel'in dudaklarıyla buluşlu ardından o da yavaşça karşılık verdi.
"Kızınca çok tatlı oluyorsun."
İkisi kaldıkları yerden devam ederken kapının açılmasıyla birden koltuktan fırlayıp farklı yerlere geçtiler ve Ovour'un sesi otuma odasına geldi.
"Biz geldik, umarım fazla gecikmemişizdir." Kapıdan seslenip oturma odasına yöneldiler.
Lunel sakin bir şekilde otururken Carol'a gözleriyle bir şey anlatmaya çalışıyordu, sonra Carol üzerine bakınca ise göğüs kısmının açık olgunu fark etti ve kızgın gözlerini Lunel'e dikti.
Ardından çocuklar odaya gelmeden hızlıca mutfakta bulunan aynanın karşısına geçti.
"Off çocuklarda tam zamanında geldi yani resmen kıpkırmızı olmuşum, bir de Lunel var ne olurdu ki sadece öpmekle yetinse, elini orama burama dokundurunca ne anlıyor acaba." Söylene söylene kendine çeki düzen verdi. Ve oturma odasına geçti.
"Aç mısınız çocuklar, yemek hazırlarım isterseniz."
"Hayır anne çok fazla şey yedik zaten."
"Zamane çocukları dışarıda yeyince ne anlıyorsunuz ki? Ben boşuna size yemek yamak için uğraşıyorum zaten." Lunel'e sinirlendiği için bu ikisine girişti.
"Carol'a bakmayın siz ne yaptınız onları anlatın?" Diyerek Carol'u geçiştirirdi.
Ovour'un bir şey anlatacak halde olmadığı için Teno, bu gün yaptıklarını anlatmaya başladı, bir süre sonrada evin kapısı çalındı.
Carol koltuktan kalkıp, "Ben bakarım" deyip kapıya yöneldi, kapıyı açtığında ise tanımadığı bir kadınla karşılaştı.
"Buyrun nasıl yardım edebilirim size?" Nazikçe sordu.
"İyi akşamlar ben Ellta, Teno'nun annesiyim. Haylaz oğlum bir not bırakıp Ovour'la birlikte yaşayacağını yazmış bende bu akşam döndüm, notu görünce de hemen buraya geldim."
"Evet içrede buyrun içeri geçin."
"Teşekkürler"
Carol, Ellta'ya oturma odasına kadar eşlik etti ve karşısında annesini gören Teno birden ayağa fırladı.
"Anne sen ne zaman döndün, babam da geldin mi?"
"Asıl soruları benim sormam gerekir ama neyse, baban birkaç gün sonra gelecek ve şimdi eve gidiyoruz. Bana yaşadıklarını detaylıca anlatırsın artık."
Teno biraz üzülse de, "Tama anne hazırlanıp geliyorum." Diye bildi.
"Ovour, Teno'ya yardım et, bizde biraz sohbet ederiz."
"Tama anne"
Ovour ve Teno beraber üst kata çıktılar ve Carol Elta'ya dönüp, "İçecek bir şeyler istemesiniz veya taze çayır çayı var."
"Çayır çayı alayım o zaman teşekkürler"
Carol mutfağa yönelirken Lunel, Teno hakkında Ellta'ya yaptığı antrenmanları anlatı, Carol üç bardakla mutfaktan çıkınca sohbet daha da büyüdü.
"Teno her şeyini aldığına emin misin?" Son bir kez daha sordu.
"Evet iki kere kontrol etim sayende, hadi aşağıya inelim annemi bekletirsem sinirlenebilir."
"İnelim hadi." İkisi hazırlanıp merdivenlerden inip oturma odasına gerdiler.
"Anne ben hazırlandım artık gide biliriz." Deyip çantasıyla annesinin kalkmasını bekledi.
Elta elinde ki fincanı masaya koyup ayağa kalktı, "Oğlumla ilgilendiğiniz için teşekkür ederim ve bir gün Ovour senide bizde görmekten mutluluk duyarım." Dedi.
"Peki en yakın zamanda Teno'yla birlikte gelirim efendim."
"Biz artık gidelim oğlumla ilgilendiğiniz ve onu eğittiğinizin için sizlere minnettarım."
Carol duygulanıp Teno'ya sarıldı ve Lunel ise, "Biraz bekler misiniz?" Deyip üst kata çıktı ve birkaç dakika sonra elinde 2 yeşil enerji çekirdeğiyle geldi.
"Aslında çekirdeği yarın antrenman da vermeyi düşünüyordum ama gidiyorsan şimdi versem de fark etmez sanırım."
Teno ustasının elinde tutuğu çekirdeklerden yayılan enerjiyi hissetmişti ve aklına gelen tek şey, "Usta elinde tutuğun şey yoksa 2 enerji çekirdeği mi?"
"Evet hemde bir orta kademe bir çekirdek, içinde ki enerjiyi özümsersen Başlangıç Alemi 2. Seviyeye ulaşırsın hata 3. Seviye için yolu yaralıya bilirsin bile."
Dedikten sonra çekirdekleri Teno'ya fırlattı. Ellerinde ki çekirdeklere bakan Teno her şeyi unutmuş durumda.
"Teno ustana teşekkür etsene oğlum." Diye azarladı.
Annesini haklı bulan Teno, "Teşekkür ederim usta." Dedi sevinçli bir halde.
"Önemli değil ama çekirdekleri özümserken söylediklerim aklında olsun."
"Tamam usta her şey aklımda."
"Teno artık daha fazla zahmet vermeyelim biz, sizlere iyi geceler." Dedikten sonra evden ayrıldılar.
Ovour çekirdeği merak ettiğinden ilk önce çekirdeği sordu, "Baba enerji çekirdeklerini nereden buldun ki?"
"Evlat aslında ben bulmadım onlar beni buldu, seninkilerde odada antrenmanda vereceğim sana, ama şimdi geç oldu doğru yatağa bakalım."
"Tamam baba size iyi geceler." Ovour odasına çıkınca Lunel ve Carol yalnız kalmışlardı.
Lunel'in bakışlarını fark eden Carol cezp edercesine. "Neden bana bakıyorsun Lunel?" Dedi gülümseyerek.
"Yarım kalan yerden devam edelim mi?"
Carol hafif gülümseyip Lunel'e baktı, "İstemiyorum, ayrıca uykum var." Deyip yatak odalarına yöneldi.
Lunel ise, "Hadi ama tatlım eminim uykunun da bir yolunu buluruz." Arkasından giderken söyleniyordu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..