Carol şu anda Teno'nun yaraları ile ilgilenirken Fabio evin kapısını çalıyordu fakat Ovour banyoda ve annesi de meşgul olduğu için onları duyan kimse yoktu.
Bunun üzerine Elleta "Fabio birde bahçe kapısını deneyelim." Dedikten sonra arka bahçeye yöneldiler.
Arka bahçenin çit kapısı açık olduğundan hızlıca bahçeye giren Elleta ve eşi bahçeye bakan kapıdan doğruca oturma odasına girdiler ve alt katta kimsenin olmadığından emin olduktan sonra Eleta;
"Bayan Carol... Bayan Carol..." Üst kata çıkan merdivenin yanından seslenmeye başladı.
Ve bir süre bekledikten sonra yukarı çıkmak için merdivene ilerlerken Carol merdivenlerden aşağı indi ve gülümseyerek "Hoş geldiniz." Diyerek onları oturma odasına davet etti.
Fabio ve Elleta oturma odasına geçtikten sonra Carol hızlıca sıcak bir bitki çayı hazırlayarak oturma odasına geçti.
Çay sever Fabio bu kadar hızlı demlenen bir çayı ilk defa içeceği için tadını çıkarmak için koltuğa iyice yaslandı ve dumanı üzerinde çayından bir yudum alıp düşüncelere dalarken Elleta annelik içgüdüleri sonucunda Teno'yu sormuştu.
Carol ise kısaca Teno'nun durumundan bahsederek onun için hazırladığı ilaçları Eleta'ya teslim etmişti.
"Peki Teno şuanda üst katta dinleniyor mu?"
"Hayır sadece Ovour'un kıyafetleri arasından kendine uygun bir şeyler arıyordur, birazdan burada olur."
Ovour hala küvetin içindeyken Teno'da kendine uygun bulduğu kıyafetleri giyiyordu, alt katta ise Eleta ile Carol hamilelik sürecinden bahsederken Fabio ise sıcak çayın tadını çıkarırken;
"Carol bana da bu çayın tarifini de vermelisin, oldukça güzel ve hızlı bir şekilde demlene biliyor bence çok pratik." Fabio çay içmeyi, demlemeyi çok severdi ve bu çayı oldukça beğenmişti. Hem tadı yerinde hemde hızlı bir şekilde demlendi.
Bu isteğin üzerine yüzündeki gülümsemesini kaybeden Carol, "Üzgünüm Fabio ama sana tarifini versem bile demleye bileceğini sanmıyorum."
Ama Fabio bu cevabı duysa da en azından nedenini bilmek istedi ve "Neden ki?" Diye sordu.
Carol ise çayından bir yudum alarak devam etti, "Öncelikle bu mevsimlik bir çay olduğu için kış girmeden malzemelerin bir kısmını ilk bahar diğer kısmını ise son bahar mevsiminde toplayıp hazır etmek gerekir, ilk baharda toplananlar kurutulmalı, sonbaharda toplananlar ise birçok farklı işlemden geçirilmelidir ve son olarak ta volkanik bir kaya olan kıvılcım bazaltı ile karıştırılıp birkaç ay bekletilmesi gerekir. Ayrıca..."
Carol ilave olarak birkaç şey daha söyledikten sonra Fabio neden bu çayı demle yemeyeceğini anlamıştı ama aynı zamanda çayın hakkını vermişti, sonuçta bu kadar emek ve zaman gerektiren bir çay daha ilk yudumdan harika olmalıydı ve bu çay öyleydi.
Hatta Fabio çayı ilk içtiğinde verdiği haz onu büyülemişti ve 'Kış ayında yazı yaşamak.' Diye düşünmüştü.
"Bu oldukça üzücü halbuki oldukça hoşuma gitmişti."
"O zaman bu gün şanslı günün Fabio." Dedikten sonra oturma odasından ayrıldı ve geride şaşkın bakışlar bıraktı.
Ama en şaşkınları kesinlikle Elleta'ydı, çünkü kocasının ne ara Carol'la bu kadar yakın ilişki kurduklarını merak etmişti ve bu yüzden;
"Bu kadar yakın ilişki içerisinde olduğunuzu bilmiyordum."
"İma ettiğin gibi değil, Carol sıkça köşke gelip oğlu hakkında bilgi alır, bu arada bizde kısa sohbetlerle birbirimizi tanıma fırsatı bulduk ve ortak yönlerimizi fark ettik hepsi bu tatlım."
Elleta ve Fabio'nun karşılıklı konuşmaları devam ederken Teno sonunda aşağı inmişti, sol kulağı hala duymasa da Carol'un tedavisi sayesinde sağ kulağı kısa mesafede azda olsa duyuyordu. Tıpkı oturma odasından gelen sesler gibi.
Carol ise sonunda kilerde aradığı şeyleri bulduktan sonra misafirlerini yanına geri dönmüştü.
Elleta oğluna sarılmışken Fabio ise onu tebrik ediyordu, bu anı bozmak istemeyen Carol bir süre bekledikten sonra oturma odasına girdi ve "Bu kadar uzun beklettiğim için üzgünüm fakat oldukça hoşunuza gidecek şeyler getirdim." Diyerek ellerindekini masaya koydu.
Masada orta boy bir testi ve bir torba vardı.
Carol torbayı göstererek, "Bunun içinde şuan içtiğiniz kış kurusu çayı var ve bu testide ise kış kurusu çayının malzemelerinden yapılan özel bir şarap var, her zaman el altında fazlasını tutarım bu yüzden bunları alabilirsiniz ve hayırı cevap kabul etmiyorum."
Bunu üzerine minnettarlıkla verilenleri kabul eden Elleta son çaylarını da içtikten sonra ayrıldılar.
Güneş bulutların ardından batarken soğuk rüzgarlar özgürce esiyordu.
Bu sırada temizliği bitiren Carol mutfağın camını kapatıp oğlu ile ilgilenmek için üs kata çıkmıştı ve doğruca banyonun kapısını açtı ama Ovour orada yoktu bu yüzden onun odasına doğru ilerledi ve tahmin ettiği gibi buradaydı.
Carol odaya girince öncelikle yerdeki ıslak havluları kaldırdıktan sonra, "Banyoda biraz daha kalırsın diye düşünmüştüm." Diyerek söze başlamıştı.
Ovour saçlarını kurularken, "Sanki kalırım da." Asabi bir şekilde geri cevap verdi.
"Siz bu konuyu fazla abartıyorsunuz, sekiz yaşında olduysanız ne olmuş yani halbuki tüyü bile bitmemiş çocuklarsınız sadece. Benim küçük oğlum hiç böyle değildi halbuki o..."
"O büyüdü anne!!!"
Ovour bunu kararlılıkla söylese de Carol'un düşündüğü tek şey, 'Daha birkaç yıl önce benimle banyo yapmak isteyen oğlum şimdi benden çekiniyor.' Düşüncesi aklından geçse de;
"Peki büyümüş olabilirsin ama ben hala annenim ve senin tedaviye ihtiyacın olduğunu söylüyorum, özellikle de o gözünün."
Ama o ne kadar karşı koysa da yolun sonunda annesine karşı kaybetmişti.
Şimdi ise uzun süredir hissetmediği açlığını gidermek için annesinin hazırladığı yemekleri yiyordu ve bir yandan da annesinin ne kadar güçlü olduğunu düşünüyordu, çünkü mevcut gücünü göz önüne aldığında annesine karşı koyabileceğini düşünmüştü ama daha direnemeden annesi onu yakalayıp tüm kıyafetlerini kolayca çıkarmıştı.
"Anne ne kadar güçlüsün sen?"
Carol oğlunun bu sorusuna karşılık, "Tam olarak Kaynak Alemi 4.Seviyenin başlangıcındayım neden sordun ki?"
Şimdi aralarındaki güç farını anlamıştı ama bu onu daha da heyecanlandırarak;
"Anne ne tür teknikler biliyorsun, kılıç dışında başka silah kullandın mı? Hiç yaratık avladın mı? Yada hi..."
Ovour'un aralıksız sorularını kesen Carol, onun heyecanını kırsa da, "Aslında aslında ben savaşçı değilim bu yüzden aklında canlandırdığın bir çok hayali gerçekleştirmedim, baban bana bir kılıç verse de sadece kendimi korumak için kulandım."
Bu tür cevabı beklemeyen Ovour "Anne sen savaşçı değil misin?"
"Savaşçı mı? Hahahhaaa...." Gülerek devam eden Carol, "Ben sadece basit bir temel geliştiriciyim o kadar."
"O nasıl bir sınıf ki?"
Dantianını oluşturan herkes savaşçı ve büyücü olabilirdi ama ilk defa temel geliştirime diye bir sınıf duyan Ovour hem şaşırmış hemde merak etmişti.
Carol ise "Tam olarak bir sınıf sayılmasa da halk kısmının çoğu huzurlu bir hayat için bu yolu seçerler ve buna temel gelişim denir. Temel gelişimin amacı ise dantianı oluşturduktan sonra sadece gelişim yapmaktır, yaşamı koylaştırmak ve en önemlisi ömrü uzatmak içindir."
Annesinin açıklamasını şimdilik yeterli bulan Ovour bu konuyu da Fabio'ya soracakları arasına not alarak yemeğine devam etti.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..