Ovour'un geldiğini duyan Ashley göz ucuyla aşağı baktı ve ayna karşısında verdiği tüm kararların geçerliliği bir anda yok olup gitti ve ne düşüneceğini bilmez hale geldi ama bir şekilde sakinliğini koruyarak beklemeye başladı.
Andrev'de bir bakış atmıştı ama Ovour hakkında olumlu veya da olumsuz bir görüş ayrılığına düşmemişti bunun yerine Karl'a bir bakış atarak kafasını salladı, ardından kucağında oturan öfkeli Anya'yı sakinleştirmeye çalıştı.
Karl ise beklediği işareti almıştı ama pekte bir destek görememişti, "Ashley seninle konuşmak istediğim bir konu vardı ve nasıl desem sakin bir yere gidebilir miyiz." Dedi
Aslında Karl bu konuşmayı yaparken kendine oldukça güveniyordu sonuçta o yetenekli bir avcı sayılırdı hatta turnuvanın yarı finalinde elenmesinin tek nedeni kendinden daha güçlü gözde bir finalistle mücadele etmesiydi, ona göre o mücadele gerçekleşmeseydi ismini final listesine yazdıracağından kesinlikle emindi.
Ve konuşmasının ardından olumlu yönde bir cevap bekleyen Karl'lın bilmediği şey ise Ashley'in onu dinlemediği gerçeğiydi, o şuanda aklını meşgul eden başka düşüncelerle ilgileniyordu.
Ashley bu düşünceyle ilgilenirken Ovour ve Teno ne yapacaklarını düşünüyordu.
"Bence direk içeri girelim ve onların karşısına çıkalım." Diye söyledi Teno.
"Ya sonrası? Ne yapmayı düşünüyordun?"
Cevap yerine Teno Ovour'u kolundan çekerek restorana girdi ve "İçeri bir girelim gerisini ise akışına bırakırız." Diyerek ten Ovour'u üst katta ki teresa kadar sürüklemişti.
Terasa çıkınca Ovour artık konturlu eline alıp avcıların bulunuğu masaya doğru ilerledi ve gözlerini masadakilerin üzerinde gezdirdikten sonra Ashley'e sabitledi.
Masadakiler ise Ovour'a sorar gözle bakarken birkaçı ve özellikle de Karl bu durumdan hiç memnun değildi fakat herkes ilk cevabın kimden geleceğini bekliyordu.
Bu sessizliği bozan ise Anya olmuştu. Andrev'in kucağından kalkarak, "Tamda senin canını nasıl yakacağımı düşünüyordum ve sen ayağıma kadar gelme zahmetini göstererek beni yormadın." Yumruğunu sıkarak onun üzerine ilerlerken yüksek sesle konuştu.
Ovour ise bu kızı tanımadığından emindi ama kendisine yöneltilmiş olan öfkeli aurayı hissedebiliyordu ama onu tamamen görmezden gelerek "Ashley biraz konuşabilir miyiz?" Diye sordu.
"Sen!" Tabi görmezden gelindiğini hisseden Anya tam onun üzerine gidecekken Andrev onu kolundan tutarak tekrar kucağına oturttu, ama Anya biraz debelense bile bu kez onun kucağından kalkamamıştı.
Daha sonra ise Andrev de dahil olmak üzere masadaki herkesin bakışı Ashley'e döndü ve onun ne cevap vereceğini bekledi.
Ama o ise bir cevap vermek yerine ayağa kalkıp masadan uzaklaştı ve Ovour'a bir bakış attıktan sonra merdivenlere yöneldi, Ashley'in bakışlarındaki anlam ise çok netti;
Beni takip et!
Ovour tek muhatabı olan Andrev'e baş selamı verdikten sonra o da merdivenlere yöneldi, ardından Teno da onları izleyerek merdivenlere yönelerek orayı terk etti.
Ve ardından masada birçok şaşkın bakış bırakarak ayrılan Ashley'in arkasından Andrev'de Anya'yı alarak orayı terk etti.
Restorandan ayrıldıktan hemen sonra Ovour, Ashley'in peşinden gitmişti. Andrev, Anya'yı başka bir yöne sürüklerken Teno ise yalnız başına restoranın dışında bekliyordu, soğuk havayı içine çektikten sonra, "Sanırım yalnız kaldım." Diye umutsuzca söylendi.
Bu sırada Ashley hala yürürken düşünmeye devam ediyordu, tam arkasındaki Ovour da ona benzer bir haldeydi.
Yol boyunca kalabalıktan ve tüm bu gürültüden uzak olan birçok sakin yerin yanından geçmişlerdi ama Ashley kendini hazır hissedene kadar yürümeye devam etmişti.
Ve onu takip eden Ovour'un da herhangi bir şikayeti yok gibiydi.
Birkaç saate yakın bir süredir yürüdükten sonra kalabalık yavaşça azalmış ve bunu yanı sıra ana meydandan uzaklaştıkça tüm o ışıltı yavaşça yok olmuştu, artık klanın arka sokaklarında ilerlerken sokakları aydınlatan sıradan lambaların yanı sıra birkaç insan ve kar ile buz kaplı boş yollar vardı.
Ashley kafasını kaldırıp etrafına bakındı, hala Ovour'un botlarının karı çiğnerken ki çıkardığı sesi duyabiliyordu, "Kendi içimde düşüncelere dalmışken ana meydandan oldukça uzaklaştığımızı fark edemedim." Diye sessizce söylendi.
Ve bir başka sokaktan döndükten sonra tanıdık bir yapıyla karşılaşmıştı, bu yapı ise Royng ormanını klandan ayıran taş kemerli geçiti.
Ashley bir süre bekledikten sonra yönünü Royng ormanına çevirerek taş kapıya ilerledi ve hemen taş kapının yanında nöbet tutan 2 muhafızı geçerek ormana giriş yaptı ve ardından Ovour'da ilerleyecekken sol taraftaki muhafız mızrağını öne eğerek onu engelledi.
Ovour bu duruma şaşırsa da herhangi bir şey demeden o muhafıza bakmaya başladı.
Muhafız ise yüzünde büyüyen piç sırıtışı ile Ovour'a baktı ve derin bir nefes alarak kendinden emin bir şekilde söze başladı. "Bak küçük dostum, görünüşe göre bu kızın ilki olacak bu yüzden sana birkaç yetişkin tavsiyesi vereceğim." Diyerek Ovour'un kulağına bir şeyler söylemeye başladı.
Tabi Ovour bir yana tüm bu konuşmayı duyan Ashley ise oldukça utanmıştı.
Muhafız sonunda konuşmasını bitirdikten sonra sırtına vurarak onu ileri itti ve sağ taraftaki muhafız ise Ashley'in duyabileceği şekilde "İyi eğlenceler küçük bayan" Diye söylendi.
Zaten utancından düşünemeyen Ashley şimdi ise daha fena bir hale gelmişti ve bu yüzden hiç düşünmeden koşmaya başladı, onun gittiği yön ise tamamen karanlıktı, eğer şimdi Ovour peşinden gitmezse onu bulması oldukça zorlaşacaktı.
Bunun farkında olan Ovour hızla Ashley'in peşinden koşmaya başladı.
O 2 muhafız ise sadece gülüyordu, nöbet değişimlerinden bu yana taş kapıdan birçok farklı çift Royng ormanına giriş yapmıştı ve onları da bazen utandırmış bazen ise başaramamışlardı.
Fakat emin oldukları bir şey vardı ki o da sağ taraftaki taş döşeme yoldan giderlerse tabiat parkında vakit geçirmek isteyen saf aşıklar olduklarını düşünüyorlardı ama daha loş ve ay ışığının aydınlattığı yerlere giden çiftler için ise oldukça geniş bir fikir ayrılığına düşüyorlardı.
Ve o muhafızlar bu konu hakkında düşünürken Ovour Ashley'e sesleniyordu, ağaçlarda yaprak az olduğu için ay ışı direk beyaz kara düşüyordu ve azda olsa loş bir ışık yayıyordu ama sadece birkaç adım ilerisinden başka yeri göremiyordu.
Bir süre kardaki ayak izlerini takip etti ve bir ağacın dibinde başını dizine yaslamış bir şekilde otura Ashley'e yaklaştı, ardından ise;
"Ashley.."
"Şu an konuşmak istemiyorum!"
"Peki.."
Bu kısa konuşmanın ardından ise Ovour'da bir ağacın altına oturup öylece bekledi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..