Derin çam vadisine doğru yol alan araç konvoyu bir geceyi daha hareket halinde geçirerek üçüncü gününe de hareket halinde başlamış oldu.

Bu sırada kafasını koltuğa yaslayarak uyuyan Ovour ise yeni bir güne daha mutsuz ve huzursuz bir şekilde gözlerini açtı. Hemen ona yaslanarak uyuyan Teno'yu ise dürterek uyandırmaya çalıştı fakat...

"Hahahhh.. Biraz daha uyumamama müsaade et." Şeklinde sayıklayan Teno yönünü değiştirerek tekrardan uykuya daldı.

Bir şekilde uyunan Ovour'un şu anki derdi ise midesinden gelen seslerdi.

"Guurrr... Gorryuur!!" 

'Açsın biliyorum, fakat dayanmak zorundayız.' Düşüncesi ile karnını okşayan Ovour gözlerini araç içerisinde gezdirdikten sonra pencereden dışarıya baktı.

Hala bir ormanın içerisinde hareket ediyorlardı. 

Binlerce irili ufaklı ağaç karla kaplanmıştı ve çoğu ağacın dalında tek pir yaprak bile yokken aralarında hala yapraklarını koruyan ağaçlar da onun dikkatinden kaçmamıştı.

Hele ki ormanın içerisinde gezen büyülü hayvanlar özellikle dikkatini çekmişti. 

Fakat gördüğü tüm büyülü hayvanlar araç konvoyunu gördüğünde ya kaçmaya başlamış ya da bir süre baktıktan sonra yavaşça uzaklaşmıştı.

Tüm bunların yanında ise yolda geçirdiği 2 gün boyunca yanından geçtikleri diğer atlı araç konvoylarına dikkat etmişti ve toplam da 18 araç konvoyuna denk gelmişti.

Bu konvoyların en küçüğü 3 araçtan oluşurken en büyüğünde ise tahminen 11 veya da 16 araçtan oluşuyordu.

Şimdi ise başkentten ayrılalı 3 gün olmuştu ve gözünü açtığından beri bolca kar ve ağaçtan başka bir şey görmemişti, ama bu yolculukta tek olmadığı için tüm dertleri diğer gençler için de geçerliydi. 

O ve diğerleri ise sadece bundan sonra  ne olacağı ile ilgileniyordu, konvoy ise hala hareket halindeydi ve ne zaman duracağını bilen tek kişi Eğitmen Tark'ın kendisiydi.

Ve şu anda en önde ilerleyişini sürdüren atlı aracın içerisinde ise Eğitmen Tark ve onunla birlikte seyahat eden 5 kişi ile şuan ki konumlarının bulunduğu haritaya bakıyordu.

Eğitmen Tark haritaya yeşil bir işaret bırakarak kafasını kaldırdı ve "Güneş zirveye ulaşmadan biz bu Krater gölüne ulaşmış oluruz, ilk molamızı burada verip tüm ihtiyaçlarımızı karşılayıp güneş batmadan yola çıkarsak Derin çam vadisine 2 gülük yolculuğun ardından ulaşmış oluruz." Dedi.

O 5 kişiden bir olan Arser ise "Güneş batmadan çıkmamız için planlarımızın bazılarını ertelememiz gerekebilir, mola verdiğimizde gençlerin her biri kendi yiyeceklerini doğadan karışılmak zorundalar. 3 gündür de yolculuk halinde oldukları için her anlamda bitkin duruma düşeceklerdir ve bu durumda avlanmaları epey zaman alacaktır."

"Söyledilerin de haklısın fakat bu da eğitimin bir parçası ve onları eğitmenin en kısa yolu." Diyerekten sözünü tamamlayan Eğitmen Tark başka konular üzerinden devam etti.

Ve sonunda Eğitmen Tark'ın haritada işaretlediği Krater gölüne yaklaşmışlardı. 

Ovour yolculuk sırasında tanıştığı gençler ile sohbet ederken tüm dikkatini camdan gelen pir parıltı çekmişti ve birkaç saniye içerisinde parlaklığa alışan gözleri ile camdan baktığında buz tutmuş devasa bir göl gördü.

Daha ilginci ise gördüğü manzara artık hareket etmiyordu ve bundan çıkarılabilecek tek anlam ise konvoyun durduğu gerçeği olmuştu.

Bunu fark eden diğer gençler ise yolculuk boyunca ilk kez heyecanlandılar ve bir anda kapı açılarak Ovour ve 20 kişilik gurup araçtan dışarı çıktı.

"Sonunda özgürce hareket edebiliyorum." Diye söylenen Ovour yumuşak karın üzerinde hareket etmeye çalışıyordu fakat diz boyuna ulaşan karın içerisinde biraz zor olmuştu.

"Herkes toplansın." Konvoyun ön tarafından gelen ses ile birlikte Ovour ve diğerleri ön tarafa doğru ilerledi.

Eğitmen Tark herkesin geldiğinden emin olduktan sonra sözlerine başladı. "Güneş batmadan yola çıkacağız bu yüzden tüm ihtiyaçlarınızı hızlı bir şekilde görün ve yola çıktığımız andan itibaren 2 gün boyunca ilerleyeceğiz ve şanslıysak sıkıntısız bir şekilde Derin çam vadisine ulaşmış olacağız.

Son olarak ta tüm ihtiyaçlarınızdan siz sorumlusunuz, yemek ve su istiyorsanız gölden karşılayın. Tuvalet için ise oldukça fazla seçeneğiniz var, hepsi bu kadar." Dedikten sonra onunla gelene 5 kişiye bakarak, "Avlanmaları için ihtiyaç duydukları malzemeleri verin." Bu sözlerin ardından araca geri döndü.

Bu 5 kişi ise 2 kadın ve 3 erkekten oluşuyordu.

Erkelerin üzerinde ise tıpkı Ovour'un giysi ve zırh setine benzer kıyafetler vardı fakat renkleri kırmızı ve siyah arasında değişiyordu, bu durum 2 kadın içinde geçerliydi.

"Pekala herkes buraya baksın." Dikkatleri çeken kişinin turuncu renkte kıvırcık saçlara, sarı gözlere saçı ile aynı renkte olan kirli sakla sahip uzun ve yapılı bir erkekti. 

"Benim adım Pug Royng ve sizlerin eğitimlerinizden sorumlu kişilerden biriyim, sağıda gördüğünüz Roger Royng ve onun yanında gördüğünüz de Bacon Royng." Diyerekten 2 erkeği gösterdi.

Roger ve Bacon kardeş veya da oldukça yakın akrabaydı çünkü yeşil saçları, gözleri ve yüz ifadeleri oldukça benzerdi. Sadece Roger'in gür bir sakalı ile boyu biraz daha uzun ve ince yapılıydı.

Bacon'un ise sadece çene kısmında sakal bulunuyordu ve iri bir yapıya sahip olmasına rağmen Pug ve Roger'den kısaydı.

"Solumda gördükleriniz ise Arser Royng ile Isabel Royng'tur." Son olarak ta bu 2 kadını tanıttı.

Arser'in boynuna kadar varan dalgalı siyah saçları ile aynı renkte gözlere sahip olan çekici bir kadındı. Aynı şekilde Isabel ise kahverengi saçlarını başının üstünde topuz etmişti, siyah gözler sahip olan balık etli bir kadındı.

Roger'in sırayla tanıttığı kişiler kısaca kendilerinden bahsederek sözü tekrardan Roger'e bıraktılar.

"Sizlere verilen boyutsal yüzüklerde sadece giysi ve zırh bulunuyordu. Silahlar ise eğitiminizin ilerleyen dönemlerinde sizlere verilecek ama şimdi alacaklarınız vahşi doğada hayata kalmanızı sağlayan bir takım araç ve gereçten oluşan bir sandık. Şimdi en arkadaki yük aracına kadar beni takip edin."

Kısa bir süre sonra Roger'in rasgele seçtiği 3 kişi araca çıkarak arka tarafta bulunan siyah çadırı kaldırdılar. 

"Şimdi sırayla bu 3 arkadaşınız sizlere sağ tarafta yığılı olan kahverengi sandıklardan dağıtacak ve içindekiler ile ne yapacağınız size kalmış durumda." Sözünü bitirdikten sonra arçta buluna 3 kişi kahverengi sandıkları dağıtmaya başladı.

Gençler arcın arkasında sıra olmuş halde sabırsızlıkla beklediler ve sandığı alan ise ağaçların ardında gözden kayboluyordu.

Aynı şekilde Ovour'da aldığı sandığı yüzüğüne atarak orman yöneldi ve sakin bir yer bulduktan sonra at arabasında geçirdiği o 3 günün acısını çıkarmaya başladı.

Yaklaşık 20 dakika sonra Ovour ağır adımlarla konvoya doğru ilerliyordu ve halinden son derce memnundu. "Pantolonu çıkarmanın uzun süreceğini sanıyordum ama o kadar da zorlamadığı iyi oldu." Derken arka tarafını ısıtmaya çalışıyordu.

Konvoya ulaşan Ovour bulunduğu aracı çeken Yeşil toynakların yanına geldi ve elini onların beyaz kürklerinde gezdirerek yeşil yelesine kadar ilerledi, Yeşil toynaklar ise bu duruma alışkın oldukları için ona aldırmadan önlerine koyulan sepette ki otları yemeye devam ettiler.

Onları bir süre izleyen Ovour 'Benim de karnımı doyurmam gerek.' Düşüncesi ile çevreye bakındı.

Gençlerin çoğu şansını buz tutmuş olan gölde deniyordu.

Gölde ki buz katmanını parçalayarak balık tutmaya çalışan oldukça fazla kişi vardı, Teno bile onların arasındaydı. Öte yandan kısa baltalarla ağaç kesen birkaç kişi de vardı.

"Bakalım bu kutunun içinde ne varmış acaba?" Dediği anda kahverengi sandık ortaya çıktı ve çömelip kapağını kaldırdığında ise karşılaştığı ilk şey kırmızı işlemeli deri bir çanta oldu ve içinde ise kısaca ilk yardım malzemeleri vardı, hemen yanında ise başka bir yeşil işlemeli deri çanta bulunuyordu.

Onu açtığında ise birçok deri kese ile burnuna türlü türlü kokular gelmişti, bu çantayı da karın üzerine bırakarak sırayla içindekileri çıkarmaya başladı. 2 boş torba, ağ, ip, matara, pusula, dikiş seti, çok amaçlı kesici ve delici alet, volkanik kayaç, iç içe geçmiş 2 metal kap ve son olaraktan katlanmış bir çadır çıktı.

Ovour metal çubuk hariç geri kalan her şeyi boyutsal yüzüğüne geri koydu.

Bu metal parçası aslında çok amaçlı kesici ve delici olarak geçiyordu ve birkaç parçaya ayrılarak istenilen şekle getirebiliyordunuz. Bir süre üzerinde uğraşan Ovour daha öncekilerin kar üzerinde açtığı yönden göle doğru ilerlemeye başlamıştı fakat dikkatini çeken bir şey onu durdurmuştu.

Yönünü değiştirerek ormana ilerleyen Ovour, Ashley'in karda bıraktığı izlere yöneldi.