Çok uzak topraklarda, bir soylu evinin içinde.
"Leydim, sizi kutlarım. Doğum başarılı geçti ve bir erkek çocuğunuz oldu." Yatakta kan ter içinde yatan kadına bakan hizmetçi söyledi.
Yatakta yatan kadın önce yanındaki elini tutan adama, sonrasında ise çocuğuna baktı. Kadının mutluluğu yüzünden anlaşılabiliyordu, aynısı yanındaki adamda da benzerdi.
Kadının adı, Koren. Adamın adı ise Vien idi. East Wind ülkesinin, White Fang şehrinde yaşayan bu ailenin en mutlu günlerinden biriydi bugün. Uzun zamandır hayalini kurdukları oğulları şuan gözlerinin önündeydi.
Koren adlı kadın, sevecen ve dost canlısı bir insan idi. Kocası Vien güvenilebilir, cesur ve başarılı bir insan olarak White Fang şehrinde sevilen, sayılan bir isimdi. White Fang şehri yakınlarda bulunan gümüş madeni ve zengin bitki örtüsü ile iyi bir geliri olan, ticaretin bol olduğu bir yerdi.
----------------------------------------
"Tekrar denemeye ne dersin?"
Zayıflamış vücudu ile gözlerini kapamış olduğu sırada bir ses duydu. İstemeden gözlerini oynattı ve açabildiğini fark etti, kafasını hafifçe kaldırdı ve etrafına bakındı. Çevresinde pek bir şey yoktu, sadece uçsuz bucaksız karanlık.
Vücuduna baktı, ne bir yara ne de ona benzer bir şey vardı. Herhangi bir ağrısı yoktu ve gayet sağlıklı görünüyordu. Önüne, ucu bucağı olmayan karanlığa şöyle bir bakındı. Herhangi bir ışık kırıntısı bile yoktu, vücudundan gelen pırıltı dışında.
"Tekrar denemeye ne dersin?" Etrafta yankılanan ses tekrar duyuldu.
Ses, her yerden geliyor gibiydi. Sanki binlerce insan aynı anda, aynı tonda konuşmuştu. Karanlığın içindeki adam yavaşça etrafına bakındı. Kulağında küt bir ses yankılandı, sese doğru baktığında bir kadın gördü.
Kadın, uzun ve gece gibi siyah saçlara, zümrüt yeşili gözlere, yuvarlak yapılı bir yüze, düzgün bir fiziğe ve üstünde aynı saçları gibi siyah olan, yeşil desenlere sahip uzun bir elbise vardı. Attığı her adımda ayağındaki topuklunun küt sesi yankılanıyordu.
Adam bu kadını baştan aşağı süzdükten sonra bakışlarını kadının yüzüne çevirdi. Sakinliği korurken yüzünden herhangi bir duygu okunmuyordu, kadın ona daha da yaklaştıktan sonra narin dudaklarını araladı.
"Beni gördüğüne çok da şaşırmış gibi durmuyorsun."
"Şaşırmam veya korkmam bir şeyi değiştirmeyecek... Vücudumda herhangi bir güç yok sonuçta." Vücuduna baktığı sırada kendi durumunu kontrol etmişti.
"Fark etmişsin demek... Bunun sebebini biliyor musun?" Adamın çenesine hafifçe dokunan kadın, adamın etrafında topuklularından gelen sesle yürümeye başladı.
"Büyük ihtimal... Öldüğüm içindir." Adam hafifçe kendine tekrar bir göz attıktan sonra konuştu.
Kadın, Adama yavaşça baktı ve hafifçe kıkırdadıktan sonra yürümeye devam etti. Biraz yürüdükten sonra Adama bakarken konuştu.
"Güzel tahmin, haklısın. önceki hayatında öldün... Ancak, seni izlemek hoşuma gidiyordu. Ondan dolayı sana bir şans daha vereceğim."
"Bir şans daha mı?" Adam bir anlığına ifadesini kontrol edememişti.
"Evet, seni reenkarnasyon çemberine sokacağım. Normalde senin gibi aşırı nefret edilen insanların ruhları direkt yok edilir, bu sana özel bir istisna." Kadın, sözlerinin sonunda adama hafifçe göz kırptı.
"Peki, beni canlandırmanın maliyeti ne olacak?"
"Aslında isteğim çok basit... Sonraki hayatında da beni öncekindeki gibi eğlendir!"
Adam bir süre düşündü ve sonra kadına dönüp, "Tamam, kabul ediyorum." dedi. Kadın yavaşça ona yaklaştı ve "İyi çocuk..." demesiyle birlikte adamın dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.
Adam, ne olduğunu anlayamadan arkasında bir çekim kuvveti oluştu ve onu kendine doğru çekti. Adam daha hiç bir tepki veya karşılık veremeden bütün vücudu o çekim kuvveti tarafından sarıldı.
Bir süre sonra ise vücudunu bir serinlik sardı, gözlerini açmaya çalıştığında açabildi. Sonraki saniyede ise konuşmaya çalıştı, ağzından çıkan şey ise istediği sözcük değil, "Ingaa-" olmuştu... "Gerçekten bebek mi oldum ben?!" diye geçirdi içinden.
----------------------------------------
8 Yıl Sonra, White Fang Şehri, Ash Ailesi'nin Binası.
"Frost nerede? Tekrar mı kütüphane de?" Konuşurken derince iç çekti Vien.
"Evet Tatlım, bu hafta içerisinde kalan tüm kitapları bitireceğini söyledi."
"Doğum günü neredeyse geldi. 9 Yaşına geldikten sonra eğitiminin başlayacağını biliyor olsa gerek."
Vien ve eşi Koren birbirlerine bakarken gülümsediler. Çocukları, Frost Ash küçüklüğünden beri bilgiye aç bir insanmış gibi kitap okumayı severdi. Diğer soylu çocukları ona Kitap Kurdu dese de ifadesini asla bozmazdı Frost.
Zamanının bir çoğu kütüphane de geçse bile, ailesi ile de zaman geçirir ve kedisi ile de oynardı. Asosyal değil, bilgiye ilgisi olan bir insandı. Kütüphaneye girdi mi, rahatsız edilmeyi istemez, bir kitap okuyorsa yarıda bırakmamak için yemek bile yemezdi.
"Bu da bitti..." Derince iç çekti Frost.
Çevresi kitaplar ile dolu olan masaya elindeki kitabı bırakmadan önce güzelce gerindi ve sonrasında başka bir kitaba uzandı. Gerçekte Frost'un bilgiye açlığı veya Kitap Kurdu gibi bir olayı yoktu. Asıl olan şey, eksiklikti.
Eksiklik çekiyordu, hatırladığı dünyada değildi. Bilmediği o kadar çok şey vardı ki, yeniden doğduğu günden beri öğrenmeye çalışıyordu. Frost, yaşı daha bir veya iki iken bile meditasyon yapıp dünya enerjisini toplayabileceğinin farkında olsa da kendini bu konudan alı koymuştu.
Boş yere dikkat çekmek istemiyordu, en azından şimdilik. Frost, doğru zamanı bekliyordu; 9 yaşına gelmeyi ve özgürce sanatlara çalışabileceği anı... Bu ana çok kalmamıştı. Kütüphanede son kalan kitaplar, bitkiler, canlılar ve aileler hakkındaydı.
"Bu zamana kadar anladığım şeyler, ana gezegenim de olmadığım ve mevcut gezegenimin adının Xesto olduğu. Gelişim mantığı aynı olsa da isimler gayet farklı."
"Sırasıyla, oluşum aşaması, genişletme aşaması ve tamamlama aşaması olarak kabul edilen üç başlangıç aşaması var ve bu aşamalara Ön Aşama deniyor."
"Bunlardan sonra gelen her aşama Gelişim Aşaması olarak adlandırılıyor ve şöyle gidiyor. Acemi Gelişimci, Usta Gelişimci, Üstat Gelişimci ve Gelişim Savaşçısı gibi."
"Mevcut tecrübem ile Oluşum aşamasını bitirmem sadece doğum günüme bağlı. Ön Aşamanın tamamı ise sadece an meselesi olacaktır. Ancak aşırı hızlı ilerlemek anlamsız."
"Yavaş yavaş ve tadına vararak yapacağım ki yaşıtlarım benle eşit olabilsin. Gerçi, bu sadece gelişim adı altında olacak ama neyse. Böylesinin daha eğlenceli olacağına eminim." Büyük bir kahkaha patlatan Frost, yavaşça kitabını okumaya döndü.
[S.S]: Yeni bir bölüm ile sizlerleyim. Umarım güzel ve tatmin edici bir bölüm olmuştur ve eğlenerek okursunuz. Herkese iyi günler ve iyi okumalar dilerim!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..