Bölüm 108

Her yer karardı bu bana kule de ki günlerimi hatırlatıyor, o her kimse yavaşça yaklaşıyor, böyle bir duruma düşmeye alışmaya başladım, kuleden çıktığımdan beri bela

peşimi bırakmıyor ya da ben mi ona gidiyorum emim değilim, emin olduğum tek şey bunun hiçbir zaman son bulmayacağı ama sorun değil çünkü daha önce de belirttiğim gibi buna alışmaya

başladım. Şimdi karşılık verme zamanı tam harekete geçiyordum ki bütün karanlık birden dağıldı ve etraf tekrar aydınlandı, o ise birkaç saniye öncesinin aksine oldukça dost canlısı gözüküyordu.

Olduğu yerde duruyordu ve yüzünde bir gülümsemeyle konuşmaya başladı, sert, güçlü ve nazik bir sesi vardı.

'Benim adım Berlin'

Kim olduğu hemen anlamıştım, büyücü kral ya da ölüm meleği lakaplı efsanevi büyücü, neyse onunla konuşarak bazı şeyleri açığa kavuşturmalıyım.

Biraz sert bir ses tonu ile cevap verdim.

'Berlin, efsanevi büyücü, peki bizim buraya geleceğimizi nereden biliyordun ve bizden ne istiyorsun?'

Suratın da demek fark ettin der gibi bir ifade ile cevap verdi.

'Bir şekilde yolunun buraya düşeceğini biliyordum ve sizden istediğim şey sizi eğitmek aslında ilk başta sadece Kazeru için buradaydım ama yol da edindiğin bu genç de eğitilmeye değer biri'

Bu hoşuma gitmemişti ama onun gibi birinden eğitim almak bu çok iyi olabilirdi ama önce bazı nedenleri öğrenmeliyim.

'Anlıyorum peki neden bizi eğitmek istiyorsun?'

Bir anlığına durdu ve ardından cevap verdi.

'Çünkü bu şekilde hayatta kalamazsın ve hayatta kalmazsan kılıç başkasının eline geçer buna müsade edemem o kılıç bütün her şeyi mahvedebilecek bir güce sahip eğer yanlış birinin eline geçerse bununla uğraşmak zorunda kalırım.'

Tahmin etmeliydim ama hala her şeyi açıklamadı bu yüzden sorularıma devam ediyorum.

'Neden şimdi? Daha önce de güçlü değildim söylesene bu zamana kadar neredeydin Büyücü Kral Berlin?'

Hafiften sinirlenmişti ama sakinliğini bozmadan cevap verdi.

'Kendimce nedenlerim vardı ama artık daha fazla seyredemem, aslında o yani geçmişte ki büyük savaştan sonra kendime bir söz verdim daha fazla

savaşmayacağım diye ama siz aptal büyücüler yüzünden bir türlü rahatlayamıyorum sürekli yeni problemler ortaya çıkartıyorsunuz sürekli bir çatışma halindesiniz bundan bıktım

bu yüzden buraları terk etmeyi düşünmeye başladım ama sonra hiç ummadığım bir şekilde biri beni bulmayı başardı, beni bulan bir cadıydı yanlış hatırlamıyorsam ismi Aiko'ydu.

Benimle biraz konuştu ve beni ikna etmeyi başardı işte bu yüzden buradayım Kazeru Yuuma'

hmmmmmm Aiko ne planlıyor ayrıca o kimin tarafında ki her neyse sanırım ona şimdilik güveneceğim ona güveniyorsam Berlin'e de güvenebilirim.

'İstediğim cevapları aldım bu yüzden teklifini kabul ediyorum Büyücü Kral'

Gülümsedi ve cevap verdi.

'Sonunda bana güvenmeye karar verdin peki benimle gelin ileri de kalmamız için bir kamp alanı var ayrıca çalışmamız içinde epey uygun bu günlük biraz dinlenin ben bir işimi halledip yarın kamp alanında olurum.'

Sözlerinin ardından en başta zorla aldığı kılıcımı geri verdi ve ormana dalıp ortadan kayboldu.

Hemen ardından ise Junko kolumu tuttu ona baktım ve yüzünden her şeyin okunduğunu gördüm bir açıklama bekliyordu hem öncesi hem de şimdi olanlar için ben de zaman kaybetmeden

ona Melia'lardan, turnuvadan ve avcılarla aramda ki ilişkiden bahsettim. Her şeyi oldukça normal karşılamıştı ve bana bakıp üzgün bir şekilde bir şeyler söylemeye başladı beni kalbimden vuran şeylerdi.

'Bunca zaman oldukça çok acı çekmiş ve zorlanmış olmalısın ama hepsinin üstünden bir şekilde gelmişsin evet daha önce de söylediğim gibi sen güçlüsün Kazeru Yuuma hem de çok

güçlüsün ama lütfen en azından güvendiğin insanlar yanındayken her şeyi kendin yapmaya kalkma eğer yardım istersen hemen yanında olacağım ne arkanda durup izleyeceğim

ne de önüne geçip seni arkada bırakacağım tam yanında duracağım bu şekilde senin yükünü hafifletebilirim'

Sözleri bittiğin de yüzünde koca bir gülümseme vardı kalbimi ısıtan bir gülümseme

onunla kısa bir süredir beraberiz ama bu kısa süre içinde oldukça yakınlaştık çünkü onunla birçok olay yaşadık bu olaylar aramızda ki bağları güçlendirdi.

Gülümsedim sanki hayatımda ilk kez gülümsercesine, baktım ilk kez bakar gibi ve konuştum ilk kez içten teşekkür eder gibi

'Teşekkürler Junko umarım bundan sonra da yanımda olursun'

Sözlerimden sonra Junko yüzü kızarmıştı ve yüzün de şaşkın bir ifade vardı. Kısa bir süre sonra hızla

gitmeye başladı giderken de bana kamp alanını düzenlememi söyledi. Neden birden gitti ki? Her neyse şu an oldukça mutluyum bu yüzden gidip biraz uzanmak istiyorum.

Kamp alanına vardığım da üç tane yeşil normal büyüklükte çadır vardı hepsi kurulmuştu ve her şey hazırdı anlaşılan yorulmayacaktım çadırlardan birine geçtim ve uzandım

tam uykuya dalmak üzereydim ki bir tür çatlama sesi duydum ses giderek artıyordu ve birden bir kırılma sesi, ne olduğunu anlamıştım hemen çantaya baktım ve yumurtanın kırıldığı gördüm.

Sonunda içindekiyle karşılaşmıştım...

Ölüm Meleği ve Karga Arkı bitiyor Yeni Ark Gri Cadının Zindanı

Sırada ki bölüm yeni Arka girmeden önce geçmişle ilgili olacak sonraysa yeni ark başlayacak.

Devam Edecek