Bölüm 183 Alice

avatar
836 2

Yeşil Karga - Bölüm 183 Alice


Bölüm 183

Parça 1

Aria, Mavi cadı barışın ve huzurun cadısı,

Avenir, Kızıl cadı savaşın ve aşkın cadısı,

Aiko, Mor cadı hilenin ve yalanların cadısı,

Aemulor, Yeşil cadı kıskançlığın ve açlığın cadısı

ve

Bu dördünü bir araya getiren cadı yani gri cadı.

Kimi hikayelerde hepsinin kötü olduğu kimi hikayelerde tek kötü olanın gri olup diğerlerinin büyü ile yönlendirdiği söylenir. İyi olduklarına dair çok çok az hikaye vardır.

Derler ki mavi cadı barış ve huzur için tüm ırkların sonunu getirmeyi ister,

Derler ki kızıl cadı savaşın içinde aşık olmayı ister,

Derler ki mor cadı tüm geçmişi hileleriyle ve yalanlarıyla istediği gibi yazmak ister,

Derler ki yeşil cadı tüm büyüleri ve herkesin sahip olduğu değerli şeyleri kendine ister

ve

Derler ki gri cadı sadece ırkların kurduğu bu bozuk sistemi yok edip yenisi yapmayı ister.

Aralarında istediklerine ulaşabilen sadece mor ve kızıl olduğu söylenir.

İstediğini elde etse de kızıl her şeyi kaybettiği ve lanetlendiği söylenir.

İstediğini elde etse de mor delilikle lanetlendiği söylenir.

Yeşil'in her şeyi istediği için öldüğü söylenir.

Mavi'nin aşkı yüzünden öldüğü söylenir.

Gri'ninse isteğine ulaşmak üzereyken diğer 4 cadı ve avcı tarafından mühürlendiği söylenir.

ve

Her şeyin gri mühürlendikten sonra kötü gitmeye başladığı söylenir.

Mavi öldü, kızıl son günlerini yaşıyor, mor ise ölmekten beter bir durumda, yeşil öldü ve gri ise mühürlü.

Mavi boyutlara, kızıl yıkıma, mor gerçekliğe, yeşil büyüye ve grinin ise ölüme ve yaşama hükmettiği söylenir.

Meravir'in en güçlü 5 büyücüsü oldukları söylenir.

Beşi arasında büyücü olarak en güçlü olanın yeşil olduğu herkes tarafından bilinir.

Her büyü türünü kullanabilen sınırları olmayan bir büyücü ve onun oğlu bu 5 cadının da üstünde bir güce ulaşmıştı ama çok geçmeden hayatı son buldu ve yeniden doğdu.

Yine de şu an ki hali geçmişin sadece bir gölgesinden ibaret.

'Hahah evet bu şekilde daha okunaklı oldu sanırım.'

Gözcü yazdığı kitaba devam ederken bir yandan da yazdıklarını değerlendiriyordu. Savaşın ateşi her yanı sarmış olmasına rağmen gözcü oldukça sessiz bir yerdeydi. Güneş hala tepede olmasına rağmen karanlık olan bir yerdeydi.

Yani karanlık ormanda.

'Hmmm anlaşılan ada düşüyor.'

Bir iç çekip konuşmaya devam etti.

'Gerçekten aptallar ama işte tam da bu yüzden şu an ki Meravir daha eğlenceli. Eğer eskisi gibi olsaydı yani cadıların hepsi bir arada olsaydı. Kimse Meravir'e kafa tutmaya cüret edemezdi. Sonuçta Azul gibi birini bile yenebilecek güçteydiler. Eskiden böyle olsa da, şu an Meravir'de ona denk biri yok ya da karşısında durabilecek biri. Tüm ümitleri bir saman alevi gibi tükeniyor. Yarı-insanlar çoktan düştü. İnsanlar savaşmadan öldü. Elfler de uzun süre dayanamaz. Eski 5'li ile karşılaştırınca şu an ki 5'li oldukça güçsüz. Her şey bir yana anlatacak bir sürü hikayem bu savaş sayesinde birikiyor. Savaşın sonunda kitabım da bitecektir ama hala bir isim düşünmedim. Aceleye gerek yok eminim ki biri benim için bulacaktır şimdilik bu huzurlu ormanda biraz dinlensem yeter.'

Parça 2

'Tuz mu şeker mi?'

Bu soru Kazeru yerine Vel'e sorulsaydı her şey daha kolay olabilirdi ama soru Kazeru'ya yöneltildi. Kazeru'nun yeşil gözleri parlıyordu bir cevabı yoktu çünkü hangi anlamda sorulan bir soru olduğunu bilmiyordu.

Arkasında ki derin anlamı çözmeye çalışırken Alice gülümsedi.

'Fazla düşünmene gerek yok çakma yeşil. Yalnızlık şatoma geçip bir şeyler yiyelim.'

'Hey bunun için zam---'

Alice'in bir parmak şıklatmasıyla Kazeru kendini görkemli bir salonda otururken buldu. Önünde çeşit çeşit yemek vardı ama hepsi garip görünüyordu. Islanmış ekmek arasına koyulmuş kiviler, karpuz kabuğu içinde pişirilmiş muzlar, rendelenmiş ağaç dalıyla beraber sunulan şeftali ve dahası Kazeru'nun karşısındaydı. Kazeru durumu hakkında hiçbir kontrolünün olmadığını artık iyice anlamıştı. Bu sırada Alice konuşmaya başladı.

'Ne kadar yıl geçti bilmiyorum ama çok çok uzun zamandır burada yalnızım. Kediyi, tırtılı ve tavşanı falan sayma. Dürüst olmak gerekirse Aria'nın dileğini taşımıyorum ya da seni buraya yalnızlığımı gidermek için getirmedim. Bir anlaşma yapmak istiyorum karşılığında seni bırakacağım.'

Kazeru buraya geldiğinden beri ilk kez Alice'in aklı başında konuştuğunu düşünüyordu. Alice sözlerine devam etti.

'Öldüğünde ruhunu ben alacağım ve içinden ihtiyacım olan boyut büyüsünü alacağım sonraysa ruhunu bırakacağım'

Kazeru ellerini masaya koydu ve bir eli çenesini tutuyordu. Sözlerini biraz düşündü ve cevap verdi.

'Kabul ediyorum ama neden benim büyüme ihtiyacın var?'

'Çok basit her ne kadar ışınlamayı becerebilsem de Aria gibi bir şeyler yaratamıyorum. Sadece daha önceden yaratılanları kullanabiliyorum.'

'Peki o zaman ada düşmek üzere bunu durdurmam için bana yardım et'

Kazeru en başından beri adayı durdurmanın yolunu düşünüyordu belki de dışarıdakiler bir yol buldu ama emin olamazdı. Ruhu herkesi kurtarmak için küçük bir bedeldi ayrıca öldüğünde alınacaktı yani problem yoktu çünkü ölmeye niyeti yoktu.

Alice gülümsedi ve cevap verdi.

'O iş kolay ama bunun için önce Vel'in ölmesi lazım. Sonuçta Aria'dan farklı olarak o adayı yönetmek için adanın bir parçası oldu. Onu söküp atmanın tek yolu da ölmesi ki adanın düşmeye başlamasının nedeni Vel'in zayıflamış olması.'

Kazeru bir süre sessiz kaldı ve cevap verdi.

'Başka bir yol yok sanırım yani onun ölmesinin dışında.'

Alice suratında bir delinin ifadesi vardı.

'Ahahha tabii ki yok bu yüzden sana sordum Kazeru. Tuz mu şeker mi? diye. Vel her ikisi demesine rağmen çoğunluk için aşık olduğu kadını öldürdü. Peki sen onunla aynı yolu mu seçeceksin? Hahahah çok heyecanlı acaba neyi seçeceksin ama aslına bakarsan pek seçeneğin yok gibi ne dersin çakma yeşil?'

Kazeru'nun yeşil gözleri parlıyordu bir cevap vermedi daha doğrusu sessizliği cevabıydı. Alice'in delilik dolu ifadesi yavaşça kaybolurken konuşmaya devam etti.

'O zaman yapman gereken basit Kazeru Yuuma ruhunu almam için bir parçasının burada olması lazım yani burada kalması için bir şey yarat tıpkı o kedi gibi bu arada o kedi Aiko'ya yani yalancı cadıya ait.'

Aiko konusu ilgisini çekmesine rağmen daha fazla zaman kaybedemezdi. Dediği gibi bir şey yaratmak için odaklandı gözleri kapadı ve hayal etti. Gözlerini açtığında hemen önünde yeşil bir karga duruyordu.

Alice gülümsedi.

'Bu iş görür.'

Aradan birkaç saniye geçtikten sonra Alice sözlerine devam etti.

'O zaman benim sıram Kazeru YUUMA yapman gerekenler zihnine akmaya başladı o zaman elveda.'

Alice bir kez daha parmaklarını şıklattığın da Kazeru bedeni yavaşça kaybolmaya başladı.

Alice suratında acı ve hüzün dolu bir ifade vardı ve nazik bir tonda sözler Kazeru kaybolurken ağzından döküldü.

'İyi şanslar çocuk, iyi şanslar.'

Kazeru kaybolduktan çok kısa bir süre sonra Aiko şatonun kapısından içeri girdi.

'Ona ne söyledin Alice?'

'Ölmemesi için gereken motivasyon sözlerini.'

Aiko gülümsedi.

'Ama o sözler onun sonuna önderlik edecek.'

Alice gülümsedi.

'Bu arada o kimdi? ve sen kimsin?'

Aiko'nun bedeni yavaşça kaybolurken cevap verdi.

'O kadar zayıf bir varlıksın ki bilgilerin uçup gidiyor. Bir hayaletten farkın yok ama yapay hayatına tutunmaya çalışıyorsun ama her saniye elinden kaçıp gidiyor. Tam bir ruhun yok, gerçek bir bedenin yok sadece büyüden ibaretsin yine de acınası halinle bile yaşamaya çalışıyorsun oysa ki Aria'yla beraber yok olmalıydın. Bu sen kimsin soruların bile gariplik olsun diye falan değil sadece gerçekten unutuyorsun sonraysa çevreye saçılan bu bilgileri toplayıp her zaman biliyormuşsun gibi davranıyorsun. Bu dünya sadece hatıralar sayesinde ayakta kalıyor Alice ve sen de yakında yok olacak bir hatırasın.'

Alice sevinçli bir şekilde cevap verdi.

'Biliyorum yine de ben hala buradayım ve hmmm sen kimdin gerçekten. Benim bildiğim mor, yeşil öldükten sonra öldü.'

Aiko kaybolmasına bir tık kala cevap verdi ve kayboldu.

'Geçmişin bir hayaleti ama senden farklı olarak ben gerçeğim'

Aiko kaybolduktan sonra Alice gözlerini bir anda yok olan tavanın arkasından çıkan çürümüş peynire benzeyen güneşe çevirdi.

'Ben kimim?'

Gözlerinden akan yaşlar bir bir yere düşerken yeşil karga kafasının üzerine kondu ve ağlamaması için onu eğlendirmeye çalışıyordu.

Alice gülümsedi

'Hahaha ne kadar zaman geçerse geçsin ölüp geri dönmüş olsan bile farklı biri olsan bile, farklı bir hayata sahip olsan bile her şeyin sonunda değişmeyen tek şey özdür ve Kazeru senin özün hiç değişmemiş. Hala nazik ve aynı zamanda acımasızsın.'

Devam Edecek






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr