Not: Final sınavları ve ödevler falan derken bölüm gecikti üzgünüm.
Bölüm 221
Parça 1
Olivya'lar baygın olan Eina'yı da yanlarına alıp yola koyuldukları sırada Felina garip bir şekilde sütunu kırmayı unuttuklarını hatırlayıp hızlıca geri gidip sütunu kırıp diğerlerine yetişti. Dönüşümü sağolsun kolaylıkla onlara yetişmeyi başardı. Vinilia Eina'yı büyü ile yanında taşıyordu. Basitçe Eina havada süzülüyordu. Sessizce ilerliyorlardı hepsi bir şeyler düşünüyordu.
Olivya kısa kılıçlarına dokundu ve zihninden onlara seslendi.
'Ne düşünüyorsunuz?'
Aynı an da senkronize bir cevap verdiler.
'Sizin gibi kafamızı meşgul edecek bir olduğunu düşünmüyoruz.'
Mei devam etti.
'Açıkçası daha fazla şey gördük sizin için anormal olan şeyler bizim günlük yaşamımızdı.'
Mai devam etti.
'Açıkçası geçmişti Meravir'de daha kötü şeyler oluyordu ama biz şanslıydık çünkü ustamızla karşılaştık. Güçlüydü ve şimdi olduğu gibi o zaman da güç her şeydi. Bizi dünyanın kötülüklerinden korudu diyebiliriz. Sadece onun yanında olmak korunmamız için yeterliydi. Tabii ki bununla yetinmedik ve güçlenmek için elimizden geleni yaptık.'
Mei devam etti.
'Her şeyin sonunda oldukça ünlü büyücüler olduk ama ustamızdı kaybetmiştik ve bunun acısı hiçbir zaman geçmedi. Açıkçası bizim için bir ustadan çok bir abiydi.'
Olivya gülümsedi ve cevap verdi.
'Peki kardeşi?'
Aynı an da cevap verdiler.
'Biliyor olmalısın bir kardeşi yoktu. Yani bizim zamanımızda ama şimdi bir kardeşi var. Garip öyle değil mi?'
'Evet garip.'
Yollarına devam ettiler.
Parça 2
'Kazeru Kazeru Kazeru'
Kazeru'nun kafasında ki normal bir cebe rahatlıkla sığacak peri saçları çekiştirerek heyecanla ileri bakıyordu.
'Evet dinliyorum.'
'İleri bak hafif sağ çapraz da bir gökkuşağı var.'
Kazeru gözlerini gökkuşağına çevirip gülümsedi. Bu sırada yanlarında yürüyen partneri konuşmaya katıldı.
'Bu kadar heyecanlanacak bir şey değil aptal cep perisi. Sıradan bir doğa olayından başka bir şey değil.'
Riraru bir süre önce minik cebine doldurduğu ufacık taşları çıkarıp birkaç tanesini fırlattı. Giden taşlar hafif bir meltem esintisiyle sağ sola savruldu ve hedefine varamadan kayboldular.
Kazeru yürümeye devam ederken cevap verdi.
'Sıradan, belki senin için öyle ama kimi için "sıradan" olan şeyler bazıları içinse "olağanüstü" olabilir. Öyle değil mi benim akıllı partnerim.'
'Ah belki de öyledir benim aptal efendim.'
Bu cevap Riraru'yu gururlandır ve göğsünü gere gere onu iki de bir sinir eden kadına baktı. Kazeru partnerine dönüp aklına takılan bir soruyu sordu
'Azul'un bahsettiği şu Druid tam olarak ne oluyor?'
Riraru rakibine fırsat vermeden cevap verdi
'Bir tür doğa büyücüsü diyebiliriz. Hayvanlara dönüşebilen savaşmak için doğayı kullanan ama asıl olayları savaşmak değil yine de savaşmak da iyiler. Doğanın koruyucuları olarak da bilinirler.'
'Peki neden böyle biri Azul'a hizmet etsin ki anladığım kadarıyla tek derdi doğa ve hayvanlar. Diğer canlılarla bir alakası yok.'
Rirarupedia devam etti.
'Druid'ler kendi içinde farklı inanışlara ayrılır sanırım bu da uçuklardan biri olmalı.'
'Öyle olsun bakalım.'
Riraru konuşmaya devam etti.
'Yine de asıl sorulması gereken soru bu kadar farklı kişiyi bir araya getirmiş olması. Geçidin ardında ki ordu farklı ırklardan oluşuyor ve bir çoğu Meravir'de yok. Cücüler, devler, şu çakma ejderha olan Wyvern'ler ve orada bir yerde gerçek bir ejderha varsa da şaşırmam.'
Kazeru'nun partneri konuşma katıldı.
'Gerçek bir ejderha varsa ve onların tarafındaysa pek şansınız yok. Ejderhalara normal büyü işlemez. Silahlarınız o kalın pullara çizik bile atamaz ve alevlerini büyüleriniz durduramaz. Gerçek ve olgun bir ejderhanın iki rakibi vardır. Biri başka bir ejderha diğeri ise olgun bir anka kuşu. Kısacası ejderhayla karşılaşırsan efendim, kaç.'
'Eğer savaşmam gereken bir durum yoksa tabii ki kaçarım.'
'Savaşman bir şeyi değiştirmez.'
'Öyleyse bana yardım edersiniz. Eminim ki işin içine siz girerseniz bir şekilde altından kalka biliriz.'
Yüzlerinde bir gülümsemeyle devam ettiler...
Parça 3
Yerle bir olmuş bir alan da Melia üzerine gelen alev toplarından koşarak ve zıplayaran kurtuldu. Nefes nefeseydi ama yere yığılmaya niyeti yoktu.
Melri cadı şapkasını düzeltip Melia'ya baktı.
'Fena değil ama daha fazlasını yapmalısın şunu aklından çıkarma bu dünya da bir saniye bile dolmadan senin yanına varabilecek tek kişi ustam değil. Bu tarz durumlara karşı hazır olmalısın yaşına göre inanılmaz güçlüsün buna şüphe yok ama daha fazlası olabilirsin ve olmalısın. Dümdüz bir büyücü olursan gücün bir önemi olmaz. Düşün bütün büyük büyücüler tek bir alanda değil birçok alan da ustalar ve en güçlüleri her türlü büyüyü yapabilen biri. Yani ustamın annesi Alvoran.'
Melia soluklandıktan sonra cevap verdi.
'Geç de olsa anladım. Bu zamana kadar tek bir şeye odaklandım bu yüzden birçok yönden eksik kaldım ama pes etmeye niyetim yok.'
Melri sessizce mırıldanıp batan güneşe baktı.
'Umarım geç kalmamışsındır.'
Parça 4
'Nasıl hissediyorsun?'
Aiko sakin bir şekilde bu soruyu karşısında duran Reiko'ya sordu. Kendi geçmişiyle yüzleşip kendi benliğini kabul eden Reiko artık daha güçlüydü.
'Huzurlu.'
'hahaha Hem de böyle bir zaman da o zaman endişelenecek bir şey yok. Sana tavsiyem elimiz de bu kısa aralıkta büyülerin üzerinde çalış. Eminim ki güzel bir ilerleme kaydedeceksin.'
Reiko mavi gözlerini Aiko'ya mor gözlerine dikti.
'Yardımın için teşekkürler ana sen bir şey öğretmeyecek misin?'
'İlk başta öyle düşünüyordum ama bu beni aşar.'
Reiko duraksadı alt metni okumaya çalışıyordu ama tatmin edici bir sonuca varamadı. Aiko oturduğu kütükten kalkıp el salladıktan sonra uzaklaştı.
Her dakika, her saniye hatta her salise hissediyordu.
Vücudu yaşlı gözükmüyordu ama ruhu yaşlanmıştı. Acıyla, acıyla ve daha fazla acıyla yaşlanmıştı yalnız ruhu. Hala güçlüydü ama eskisiyle karşılaştırılamazdı. Eski günlerini düşündü güçle ve enerjiyle taştığı günleri, herkes den daha üstün olduğunu hissettiği günleri ve gülümsedi. Yüzünde kimsenin göremeyeceği nadir bir ifade vardı.
Kararlılık.
'Kazanacağız.'...
Devam Edecek
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..