Bölüm 14: Stigmalar ve Çekirdekler

avatar
1049 23

Yüce Büyü Hükümdarı - Bölüm 14: Stigmalar ve Çekirdekler



Altair kırmızı kolyeye eziyet ederken çok uzak bir yerde bir portal kapandı.


Portalın önünde kırmızı saçlı bir kız kan kusuyorken, yanına düşen büyücünün gözleri dönmüştü. Cehennem gözünün yıldırımı onun beynine geçici olarak hasar vermişti. Vücudunda herhangi bir yara oluşturabilecek kadar güçlü olmasa da beyin vücudun en hassas yerlerinden birisi olduğu için direk olarak alınan bir darbe, ciddi sonuçlar doğuruyordu.


Kırmızı gözlü prenses ağzını sildi ve ayağa kalktı. Depolama yüzüğünden kırmızı bir taş çıkardı ve önüne koydu. Taş yere değdikten sonra kırmızı bir ışık yaydı ve garip bir koku yaydı. "Büyük Gloria İmparatorluk ailesine haber vermem gerekiyor. Ancak böyle Orbis Akademisi'nin sınavlarına girebilirim. Ablamın heyeti Limanda beni öldürmek için bekliyordur, ancak yanlışlıkla çok hızlı geldik..." 


Bulundukları yer Gloria İmparatorluğu'nun kuzey kısmında olan bir alandı. Büyük Gloria İmparatorluğu doğunun en büyük beş gücünden birisiydi. Şuan da doğunun en büyük beşinci gücü olan Pulchra krallığıyla savaş halindeydi. 


Pulchra hâlâ bir krallık olsa da, bir önceki jenerasyonun dahilerle dolu olması sayesinde imparatorluklara kafa tutabilecek kadar güçlü hale gelmişti. 


Beş güç arasında ki sıralama; Corvus İmparatorluğu, Bellator Ordusu, Poseidon Klisesi, Büyük Gloria İmparatorluğu ve Pulchra Krallığı şeklindeydi.  Daha birçok güç olsa da aralardan sıyrılıp en güçlü beş arasına giremezlerdi. 


Örnek olarak; Büyücüler Birliği, Savaşçılar Birliği, Simyagerler Birliği, Demirciler Birliği, Mimarlar Salonu, Tüccar Odası şeklinde birçok dev organizasyon olsa da, bunlar ülkeler arasında ki çatışmaya girmiyordu. Hepsinin kıtanın merkezinde olan ana merkezlerine bağlı olarak hareket ediyor, doğu da ki fırsatları vb. şeyleri yönetiyordu. 


Bir süre sonra kırmızı saçlı prensesin otuz metre ilerisinde gümüş bir yarık açıldı ve içinden bir kaç kişi çıktı. Çıkan kişilerin hepsi gümüş saçlara, mavi gözlere ve derin bakan gözlere sahipti. Gelen kişilerin hepsi de genç gözüken adamlardı. Hiç durmadan prensesin önüne geldiler ve yavaşça eğildiler.


"Fortem İmparatorluğu'nun 5. Prensesi Rose Fortem'i selamlıyoruz. Biz İmparatorluk Ailesine bağlı olan Gümüş İğne takımıyız... Size eşlik etmek için geldik." en önde ki adam konuştu. Kafasını kaldırdı ve Rose'a baktı. Karşısında ki kişi Batıda ki en büyük güçlerden birisinin üyesiydi. Saygılı davranmazsa kellesi ve ailesi giderdi. 


"Yanınızda ışık büyüsü ya da su büyüsü bilen birisi varsa arkamda ki büyücüyü iyileştirebilir mi?" Rose gözlerini kıstı. Her şey bir anda geliştiği için ne olduğunu hâlâ anlamamıştı. Buraya gelmesinin sebebi büyücünün açtığı portaldı ama portala nasıl girmişti? 


Gümüş saçlı adam kafasını salladı ve "3. numara!" dedi. 


Arkasında ki gümüş saçlı adamlardan birisi büyücünün yanına ilerledi. 


...


Altair kolyenin karşısında otururken Miiyu'nun ensesini okşuyordu. "Yani diyorsun ki savaş çekirdeğim hiç doğmayacak, çünkü bu alana yeteneğim yok?"


Kızıl kolye başladı."Aynen öyle! Savaş çekirdeği olmayan birisi, savaşçı kalıntılarını kullanmak için gereken Qi'den yoksun olur. Büyücülerde de Mana çekirdeği olarak geçer..." 


"Savaşçılarda Kalfa aşamaya geçmek için belli bir miktarda Qi üretmen gerekir. Bu soylu bir ailede doğsan bile zordur. Bunun nedeniyse Qi'yi yardım olmadan oluşturman gerekir. Aksi takdirde Qi üzerinde ki kontrolün azalır, Savaşçı Tekniklerini yaparken büyük sıkıntı yaşarsın.


Bu büyücülerde ki hassasiyete benzer. Hassasiyet ne kadar yüksek olursa o kadar kolay büyü yaparsın ve kontrol edersin... Basit mantıkla budur. 


Bu yüzden kitaplarda herkes savaşçı olabilir ama Kalfa aşamasını geçemez derler. Çünkü bunun için Savaş Çekirdeğini oluşturman gerekir." kırmızı kolyeden derin bir nefes sesi geldi. 


"Ne yazık ki senin savaşçı olmaya yeteneğin yok. Normalde yüksek aşama Acemi olduğunda ufakta olsa çekirdeğin oluşma izi gözükür. Ancak sende en ufak bir hareketlilik yok." 


Altair kaşlarını çattı. "Ama neden sakat deniyor?" 


Kırmızı kolye konuştu. "Çünkü bu çekirdekler sonradan da kısıtlanabiliyor. Sende de benzer bir durum yaşanmış, son zamanlarda büyük bir kısıtlama içine girdin mi? Hapishaneye düşmek falan..." 


"Mana ve Qi biriktiremeyim diye beni prangalarla kısıtlamışlardı. Bu çekirdeğimin oluşmasını engellemiş olabilir..." Altair gittikçe sinirlenmeye başlamıştı. Prangaların sadece Mana ve Qi biriktirmemesi için bağlandığını sanıyordu ancak direk sakat bırakmak için olduğunu şimdi anlamıştı. Bu onu yoğun bir öfke hissetmesine neden olmuştu. 


"Ailen tarafından mı?" kırmızı kolye sordu.


Altair sadece kafasını sallamıştı. Onlara ailem demek istemiyordu. 


"Hm... Stigma gözlerin mi var? Eğer yoksa bir sebep düşünemiyorum. Kötü bir ailede doğmuşsun, şanssızlığın doğuştanmış..." 


"Bir dakika?! Stigma gözlerde ne demek?" Altair bunun Cennet ve Cehennem gözüyle alakalı olabileceğini düşündü. 


"Cidden mi? Mağaradan yeni çıkmış gibisin... Genel kültürün sıfır. Ancak seni suçlamamalıyız." kızıl kolyenin sesi biraz daha arttı. "Stigmalar çok nadir gözüken bir nevi eksta özelliklerdir. Stigma gözlerse en nadirleri arasındadırlar. Bu gözlerde en iyi olanlar Mana'nın hareketlerini dahi görebilirken, kötüleri büyü üzerinde ki hassasiyetini artırabilir. Hatta Ruh ve İlüzyon konusunda usta hale gelebilirsin... Bunlar sevilen ve herkes tarafından kabul edilen Stigmalardır. Bir de KızılStigmalar var..." 


Altair'ın kulakları oynadı. Sonunda kendisini ilgilendiren yere gelmişlerdi. 


Kırmızı kolye devam etti. "Kızıl Stigmalar sadece insanlığın en büyük düşmanı olan Şeytanlarda ortaya çıkar. Gerçekten baş belası olan bir Stigmadır. İnsanlarda utanç kaynağıyken Şeytanlar'da gururun eş anlamıdır." 


"Peki bu Stigma insanlarda ortaya çıkarsa?" Altair sordu.


"Öyle vakalar olmuştur. Şeytan kanı olan canlılarda Kızıl Stigma üstün bir Savaş Zekası verir. İnsanlardaysa bunun tam tersi olur... Stigma sahibi en ufak bir duygusal krizde delirir ve Şeytana dönüşmeye başlar. Kızıl Stigma onu yutmaya çalışır ve yeni bir bilinç oluşturarak bedeni işgal eder. Eğer başarılı olursa Şeytanlardan bile daha tehlikeli bir canlıya; Stigma Yaratığına dönüşür. Bu yüzden çocukken Kızıl Stigma sahipleri bulunur ve yok edilir." kırmızı kolye konuşmasını bitirirken Altair'ın tüyleri diken diken oldu. Cehennem gözü Kızıl Stigma'ya benziyordu. Onu delirtmeyi ve bedeni ele geçirmeyi hedefliyordu. 


"Peki, bilinç başarısız olursa?" 


"Öyle bir şey imkansız. Ortaya çıkan Kızıl Stigma sahibi insanlar on yaşını geçemedi. Ancak olursa..."kırmızı kolyenin sesi titredi. "...görebileceğin en iyi savaş dehalarından birisi ortaya çıkar..." 


Kırmızı kolyenin ses tonu Altair'ın zihnini sarsmıştı. Kendisi bile öyle bir şeyin olabileceğini inanamıyormuş gibiydi. Altair derin bir nefes aldı ve kritik bir soru sordu. 


"Sadece bir Stigma yok değil mi? Diğerlerini de anlatabilir misin? Sonuçta on binlerce yıldır konuşmuyorsun, bende bu konu hakkında merak sahibiyim. Eğer sorularımı cevaplarsan seni rahat bırakacağım..." Altair'ın sesi kısıldı. Burada hayatını ilgilendiren bir konu vardı. Ve bunu konuşabileceği tek kişi kırmızı kolyeydi. Çünkü dışarıda bu konu hakkında bilgi kısıtlı olmasıyla beraber, şüpheleri üzerine çekebilirdi. 


"Ho? Bir anda saygılı davranmaya başladın. Ancak sesinde ki ciddiyet beni korkutuyor..." kırmızı kolye devam etti. "Dediğin gibi sadece Kızıl Stigma yok. Stigmalar; Stigma Gözleri, Stigma Dövmeleri ve Stigma Çekirdekleri oalrak üç kısma ayrılıyor. 


En çok bilinen Stigma Dövmeleri ile başlayalım. Bunlar Mavi, Yeşil, Sarı ve Gümüş olarak dört şekilde biliniyor. Bunlar en yaygın Stigmalardır. Bu yüzden dahiler arasında dövmeler görürsen şaşırmana gerek yok. Ancak onlar için üzülebilirsin... Çünkü bilki kötü bir çocukluk geçirmişlerdir. Eğitimlerle dolu bir hayat... Ah~ onlar için acıyorum... Sonuçta hayat özgür olmadığın sürece hayat değildir. Neyse konumuza dönelim.


Stigma dövmeleri, bedeni daha uyumlu hale getiriyor. Örnek olarak beni kullanmak için gereken Kızıl Irmak Silah Sanatı aşırı zor öğrenilen bir sanattır. Üstelik öğrenmekten çok uyumlu olman gerekiyor. Siyah Dövmeli bir Stigma beni diğerlerinden daha hızlı bir şekilde kontrol edebilir. Kahramanların en büyük özelliği de diğerlerinden daha üstün olan Stigmalarıdır. 


Örnek olarak; Ryuu bir Siyah Dövmeli Stigmaydı. Bu yüzden ben onu sahibim olarak tanımasam bile benim asıl şeklimi açabilmişti. Eğer onu sahibim olarak kabul etseydim asla yenilmezdi. "


"Peki Stigma Çekirdekleri? Bunlar büyücülerle mi ilgili?" Altair merakla sordu. Dünya giderek karmaşık ve fantastik bir hâl alıyordu. Bu yüzden kanı kaynamaya başlamıştı. 


"Aynen. Stigma Çekirdekleri sadece büyücülerin Mana Çekirdeklerinde ortaya çıkar. Belli bir elemente bağlı olarak isim değiştirebilirler. En çok görülen Stigma Çekirdekleri; Ateş, Su, Rüzgar, Toprak ve Tahta'dır. 


En çok görülen dediğime bakma... Çıkma olasılıkları 1.000.000/1 şeklindedir. Her ne kadar onlarca milyar insan olsa da hala nadirler. Ne işe yaradıklarına gelirsek. Olağanüstü bir yatkınlık gösterirler. O elementi o kadar iyi kullanırlar ki yaşlı büyücüler bile onlarla yarışamaz."


"Gelelim en nadir ve çeşitliliği bol olana! Stigma Gözler!


Bunlar en nadir olanlar olmakla beraber, en tehlikeli olanlardır. Bu yüzden çoğunlukla diğer Stigmalar tarafından dışlanırlar. Bu yüzden nefretle dolmuş bir çok Stigma Göz taşıyıcısı seri katil olmuştur. Ünleri kötüdür. Sebebiyse çok basittir. Tehlikeyle orantılı güç!


Gümüş, Turuncu ve Mavi renkli Stigmalar en çok ortaya çıkmış olanlardır. Hatta bunlar soyla aktarılabilir, gelecek nesle verilebilir. Çünkü en güçsüz Stigma bunlardır. İşe yaradıkları alanlara gelirsek;


Gümüş Stigma Gözü okçulukta en iyisidir. Çok uzağı bile kolayca görebilirler ve burunlarının dibindeymiş gibi görebilirler. 


Turuncu Stigma Gözü kılıç ve mızrak oyunlarında en çok işe yarayandır. Çünkü çok hızlı takip edebilir, geliş yolunu hesaplayabilir. Onlardan kurtulmanın en kolay yolu çok hızlı olmaktan geçer. Çünkü sadece gözleri çok hızlı ve hesaplayıcıdır. Vücutlarının tepki veremeyeceği kadar hızlı olursan onlardan kurtulabilirsin.


Mavi Stigma Gözü en sevilen ve saygı duyulan gözdür. Olağanüstü bir odak ve keskinlik verir. Bu odak Simya ve diğer üretim dallarında kullanıldığı için nefret edilmez.


Bu gözler haricinde Büyücüler için olan Mor Stigma Gözü ve Şeytanların gurur, insanların utanç kaynağı olan Kızıl Stigma Gözü vardır. 


Mor Stigma Gözü'nün gücü Manayı okumaktır. Diğer Stigmaların ortaya çıkma oranlarını toplasan gene de Mor Stigma Gözü kadar nadir olamazlar. Her yüzyıl da sadece iki kişi de ortaya çıkar. Ortaya çıktığı anda büyük birlikler tarafından yetiştirilmek için alınırlar.


Kızıl gözün olayını biliyorsun zaten." kızıl kolye bıkkınlıkla bitirdi. Çok fazla şey anlatmıştı. Bu yüzden biraz sıkılmıştı. 


"Anlattığın için teşekkürler, artık sayende bazı şeyler aydınlandı." Altair artık neden prangaya vurulduğunu biliyordu. Tahminine göre Mor ve Kızıl Stigma gözlerine sahipti. Kızıl Stigma bilinç kazanırken, Mor Stigma'da yanlışlıkla bilinç kazanmış, Altair'ı korumuş olmalıydı. Bunlar Altair'ın zihninde ortaya çıkan düşüncülerdi. 


'İntikam işini yeniden düşünmem gerekiyor. Eğer beni avlamaya gelirlerse onları avlayacağım, ancak peşimi bıraktılarsa onlara dert olmayacağım. Sonuçta ben direk olarak Stigma gözüyle uyandım. Beni direk öldürebilirlerdi. Bunun yerine azıcıkta olsa, yaşamama izin verdiler. Hem de öldürmeleri gerektiğini bile bile...' Altair'ın düşünce şekli yavaş yavaş değişiyordu. Bir anda Arşidüşes'e acımaya başladı. Kendine karşı iyi olmasa da onun iyi birisi olduğunu biliyordu. Yoksa en başta onu gördüğünde direk öldürmelerini isterdi. Arşidük'e engel olmazdı. 


'Hah... Özür mü dilemeliyim? Ancak güçlenmeden dönemem. Ayrıca Mor ve Kızıl Stigmalar... On yaşına kadar sürem var sanırım... Her şey o zaman belli olacak.' 


Düşüncelerini dağıttı ve Miiyu'ya söyledi. "Buradan çıkmanın bir yolu var mı? Çünkü burada bir işim kalmadı. Yoluma devam etmem gerekiyor." Ancak cümlesini söyledikten sonra Megalo denizinin en dibinde olduğunu hatırladı. 


"Ah... Boş ver. Bir süre burada takılacağım. En azından çekirdeğim uyanana kadar. Yoksa dışarı çıkmayı unutabilirim..." Altair dışarı çıksaydı anında basınçtan dolayı ölürdü. Üstelik basıncı yok saysaydı bile Megalo denizinin dibi su canavarlarıyla doluydu. 


Miiyu Altair'ın zihnine iletti. 'Astro kütüphanesine bakabilirsiniz. Orada eski efendim olan Deli Bilge Astro'nun topladığı kitaplar ve notlar var. Üstelik depoda ki besin haplarıyla ölmekten kurtulabilirsiniz.'


"Girişte yıkılmaya yüz tutmuş kütüphane mi?" Altair elini çenesine koydu. Besin haplarının ne olduğunu kendisi de biliyordu. Savaşlarda ya da kıtlık zamanı olduğunda dağıtılan haplardı. Simyagerlerin değişik şekilde yaptığı haplardı. Değişik malzemeler bir araya getiriliyor, ardından hiç bozulmayacak bilye boyutunda haplar oluşturuluyordu. 


Bir tanesini yemek bir hafta boyunca aç hissetmeni engelliyordu!


'Evet. Yeteri kadar bilgi edinirseniz, ışınlanma dizisinin çıkmış parçasını düzeltebilirsiniz. Ayrıca yapacak başka bir şeyiniz yok.'


"Tamam dediğin gibi yapalım..." Altair kafasını salladı ve harekete geçti. Yerde ki kolyeye bir bakış attı ve sordu.


"Benimle gelecek misin? Reddedersen burada kalacaksın." 


Kızıl kolye bıkkın bir şekilde konuştu. "Sen zindandan gidene kadar yanında kalacağım. Sonra beni burada bırakabilirsin..."


"Peki, dediğin gibi olsun." Altair onu zorlamadı. 


Hızlıca Astro'nun ölmüş bedenini sırtladı ve bulabildiği en yumşak toprağı bulup, onu gömdü. Ardından benzerini saygısından dolayı Ryuu'ya da yaptı ve kendine bir çalışma takvimi oluşturdu.


...








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47018 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr