Zaman çabucak geçip gitti. Bu tükettiğim kemikler tek kelimeyle bağımlılık yapıcıydı! Nasıl diyeceğimi bilemiyorum. Fakat bu his sanki canlıymışım gibi hissettiriyordu. Bunu bir iskeletin vücudunda olan birinin söylemesi garip olabilir ama tam olarak demek istediğim bu.
Her neyse son kemiği de kendime katarken tarifsiz bir his yaşadım. Bu diğerlerinden oldukça iyi durumda olan bir kafatasıydı.
Kafatası yavaşça vücudumla kaynaşmak üzere yarı sıvı bir hal alırken bir takım bildirim sesleri duymam çok sürmedi.
<Unvan "Mükemmel İskelet" kuşanıldı.>
<"Mükemmel İskelet", "Ölü Çağıran" sınıfı kuşanmış canlılara karşı +50 karizma sunar.>
<Seviye atladınız!>
<Seviye atladınız!>
<Seviye atladınız!>
<Seviye atladınız!>
<Seviye atladınız!>
Beş seviye art arda atlarken şaşkına döndüm. Seviye kavramını sistemin bana verdiği kadarıyla az çok hakim olduğumdan bu benim için oldukça şaşırtıcı ama bir o kadarda mutluluk vericiydi.
Tam o anda önümde bir çift yazı belirdi.
<Tebrikler! Kullanıcı seviye sistemini aktif etmeyi başardı. Durumunu görmek için "İstatistikler" kullanılabilir.>
Yazıyı okuduktan sonra yazı kendi kendine kayboldu. Bunun üstüne fazla düşünmeden istatistikleri görmeyi istedim. Nasıl yapacağımı tam olarak bilmeden düşünürken birden önümde belirdi. Bunun üstüne rahat bir nefes aldım.
<İskelet>
<Seviye 5>
<Kuşanılan Unvan: Mükemmel İskelet>
<Can: 100/100>
<Dayanıklılık: 10>
<Güç: 10>
<Çeviklik: 10>
<Büyü Gücü: 10>
<Yorum: Her Ölü Çağıran'ın isteyebileceği kadar kaliteli bir iskeletsiniz. Bir deney malzemesi olmamaya dikkat edin.>
Yorumu tam anlamıyla anlayamasamda statlar olmayan kaşlarımı çatmama neden oldu. Oldukça zayıf görünüyordum. Ayrıca seviye kısmına bakınca başlangıçta sıfır seviye olduğum anlamına geliyordu!
Öfkelenmem kaçınılmazdı. Yine de ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim olmadığından bu öfkemi bastırmam çok sürmedi. Dikkatlice düşünmeye başladım. Ne yapabilirdim?
Tam o anda bir yazı belirdi.
<Kullanıcı bir ölü olduğundan kullanıcının yaşayanları öldürmesi tavsiye edilir. İskelet türü yaşayan ölülerin ne kadar leşi varsa bir o kadar da güçlenme olasılığı bulunmaktadır.>
Sistem önerini gördükten sonra kafatasımı sallamadan edemedim. Mantıklıydı. Öyleyse yaşayan birini bulmam şarttı değil mi?
Fakat tam o esnada rahatsız edici ışık demetleri gözüme çarpmaya başladı. Bunun ne olduğunu ilk başta anlayamadım. Fakat sonra... Onu gördüm. Beni uyandıran ışıktan farklı olarak oldukça rahatsız edici olan o ışığı.
Rahatsız edici yaşam dolu ışık demetleri yükseliyordu. Bu sanırım güneş denilen şeydi. Bunun ne olduğunu da nasıl bildiğimi bilmiyordum. Sanki bilmem gerekenler zihnimde gömülmüş yerlerden bir bir açığa çıkıyor gibiydi.
Fakat bunu sorgulayacak fırsatım yoktu. Bu güneş ışığından uzaklaşmam gerektiğini hissediyordum.
Hızla koşmaya başladım. Öncekinden farklı olarak kemiklerim gıcırdamıyor, oldukça seri bir şekilde hareket edebiliyordum. Fakat nereye kaçmam gerektiğini bilemiyordum.
Tam o esnada ormanlık bir alan gördüm. Oradaki karanlık çok daha yoğundu. Bunu görünce hızla oraya gittim ve ağaçların arasına saklandım.
Bu ormanı bulana kadarsa çoktan güneş ortaya çıkmıştı. Artık hareket etme lüksüm yoktu. Gölgelerin arasında sıkışıp kalmıştım.
En azından ben böyle düşünürken birden bire bilincim kaymaya başladı. Neler oluyordu? Ben... Çok yorgundum. Biraz dinlensem sorun olurdu değil mi?
Böylece ağaçların arasında oturdum ve bilincimi tekrar o eski, sevdiğim ama bir o kadarda korktuğum karanlığa bıraktım.
O sırada duyduğum son sesse kadınsı bir sesti.
"Ara ara~ Ne kadar da güzel bir iskelet."
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..