"Neyse ustam hakkında konuşmayı bırakalım artık, Chi gelişimi yapmaya başlamam lazım benimde."
Salon ustası daha ilk gelişinde kontrol etmişti Harang' ı, bedeninde gelişimden eser yoktu.
"Benimle gelin ilk baş senin Chi gücünü ölçelim bakalım ne çıkacak, daha sonra hangi yolsan gelişim yapacağına karar veririz."
Salon ustası odadan ayrılırken Harang ve Gölge birbirlerine bakıyorlardı, daha sonra salon ustasının peşine takıldılar.
Simyagerler birliğinin birinci katına indikten sonra uzunlamasına olan bir koridorda ilerlemeye başladılar, yerler ve duvarlar kahverengi ahşaptan yapılmaydı, bir süre daha aynı yoldan ilerledikten sonra karşılarına beyaz ahşap bir kapı çıktı kapıdan içeriye girdiklerinde ufak içerisinde fazla eşya bulunmayan bir oda karşılarına çıktı.
Odanın tam ortasında şeffaf bir taş ahşap bir oymanın içerisinde duruyordu, yaşlı salon ustası Harang' a taşın üzerine elini koymasını işaret etti.
Harang önceki hayatından da taşın ne ise yaradığını bildiği için ilerledi ve taşa elini hafifçe dokundurdu, taş sırasıyla beyaz, yeşil, sarı, mavi, mor, kırmızı, siyah renklerde gidip geldikten sonra siyah ışıkta durdu ve yoğun bir şekilde parlamaya başladı.
Durumun bu şekilde gelişeceğini bildiği icin Harang gülüyordu, lakin durum karşısında yaşlı salon ustası be Gölge gözlerini ovalıyorlardı böyle birşey mümkünmüydü? En son siyah derecede Chi gücüne sahip birisi kayıtlara göre karanlık çağda ortaya çıkmıştı.
Şaşkınlığını ve mutluluğunu gizlemeyen yaşlı salon ustası hemen söze daldı.
"Böyle bir yetenek! Gercekten de büyük ustanın gözleri keskinmiş delikanlı, sana güzel bir yolda çalışman için yol gösterecektim ama sen çok yeteneklisin, çalışacağın yolu kendinde seçsen birşey fark etmeyecek."
Salon ustası daha fazla konuşmak yerine susmayı tercih etti, hemen ardından söze Gölge girdi.
"Ustamız sana usta demem konusunda gerçekten de haklıymış, sizi tebrik ederim usta!"
Gölge diğer insanların yanında Harang' a usta demeyecekti ama ağzından kaçırdığı için artık onu çevirmesi gerekiyordu ve bu şekilde uydurmaya karar verdi.
Harang arkasını döndüğünde ikili ona bir altın çuvalı bulmuşlar gibi bakıyordu, Harang ise umursamaz bir tavırla konuşmaya başladı.
"Durumun bu şekilde gelişeceğini zaten önceden biliyordum, büyütülecek bir konu değil abartmayın."
İkili duyduklarının yanlış olduğunu düşünerek birbirlerine baktılar ve ifadesiz bir surat ile Harang'a bakmak için tekrar ona döndüler.
İkili aynı anda konuşmuştu.
"Sen gerçekten ciddimisin?"
Birisine siyah dereceli Chi gücü çıkıyor ve abartılacak birşey yok diyor he, bu çağın gençleri ne zamandan beridir bu kadar umursamaz olmuştu? Ama bilmedikleri şey ise Harang bu çağdan değildi.
"Evet ciddiyim ne oldu ki?"
İkili tekrar aynı anda bağırarak konuştular.
"Birde ne olduğunu soruyor."
Ve düşündükleri şeyler de aynıydı.
'Ustan senin gibi yetenekli bir varis bulmuş, lakin biraz daha akıllısını bulamamış!'
Harang ikiliyi daha fazla kafaya takmadan soru yöneltti.
"Sizce hangi yoldan ilerlemem avantajıma olur?"
"Senin durumunda hangisini seçersen seç başarılı olursun tercih edebileceğin üç yol var, Şifacı Chi Ustası, Büyücü Chi Ustası, Savaşçı Chi Ustası, aklında hangisi var delikanlı?"
Harang eski yaşamında Savaşçı Chi Ustası yolundan ilerlemiş ve en tepeye kadar tırmanmıştı, bu hayatında başka yol denemek istiyordu sonuç olarak onca yıl tüm Chi ustalıkları hakkında her bilgiyi edinmişti ve şimdi hemen karar vermek istemiyordu, Harang düşünürken Gölge söze girdi.
"Bana kalırsa direk Büyücü Chi Ustası yolunu seç usta, hem sana daha fazla yardımcı olabilirim."
Gölge'nin sözlerini dinleyen Harang içinden konuşuyordu 'Sanki senin o yolda ki bilgine ihtiyacım var zaten herşeyi biliyorum sana bile seviye atlamanda ben yardımcı oldum mal.'
Aslında Büyücü ve Savaşçı yolları arasında pek bir fark yoktu üç yol arasında en farklı olanları Şifacıydı, Büyücü ordunun arkasından destek olurken Savaşçıda Chi gücünü kılıcına ve bedenine aktararak ön saflarda savaşa katılırdı.
Ama iki yolda savaşta kendisini gösterirken Şifacı yerleşim yerlerinde yaralanan askerleri iyileştirmek için bekler ve savaş alanına girmezdi ve bu yol hiç Harang'a göre değildi.
Harang bir süre daha sessiz kalıp düşündükten sonra kararını verdi ve konuşmaya başladı.
"Ben hem Savaşçı Chi Ustası hemde Büyücü Chi Ustası olacağım, iki yolda da gelişim yapacağım."
İkili Harang' ın kararına itiraz etmediler sonuç olarak tarih kitapları böyle özel durumları kayıt altına almıştı ve bu kayıtlarda göz ardı edilemezdi çünkü bu iki yolada gelişim yapan kişiler her zaman zirvede ki duruşlarını korumuşlardı.
"Yani karar senin, Chi gücün siyah derece saflıkta iki yolda da pes etmeden gelişim yapmaya devam edersen çok güçlü olman zor olmaz diye düşünüyorum."
Yaşlı salon ustası düşüncesini saklamadan söylemişti, Gölge ise sessiz kalmayı tercih etmişti kendisinin seviye atlamasını sağlamış bir adam duruyordu karşısında yani istediği yolu istediği şekilde başarabilirdi sonuçta, bir bakıma yeni ustasına güveniyordu Gölge.
Yaşlı salon ustası birşeyi hatırlamış gibi hızlı ve heyecanlı bir şekilde söze girdi.
"Bu arada çalışmaya başlayacaksan eğer acele etmeni tavsiye ederim iki ay sonra akademi seçmeleri başlayacak, katılmanı öneririm siyah derece ile geçmen zor olmasa gerek, geçersen akademi sayesinde kutsal kıtaya girme şansını elde edebilirsin."
Akademi seçmeleri sayesinde kutsal kıtaya girebileceğini biliyordu Harang, lakin bu kadar az zaaman kaldığını bilmiyordu.
"İki aymı kaldı? Lanet olsun neden daha önce söylemezsin ki bana bunu, o halde hızla çalışmam gerekli seçmelere kadar tek yolda gelişim yapacağım daha sonra ikinci yola da odaklanırım."
"Senin için en iyisi bu olur usta."
Sonuda sessizliğini bozmuştu Gölge.
Yaşlı salon ustası yardımcı olabilmek için konuşmaya başladı.
"İstersen gelişim yapman için sana birkaç tane Chi gelişim el kitabi verebilirim nedersin?"
"Yok teşekkür ederim, ustam bana vermişti birkaç tane el kitabı."
"Ah, pardon tabiki ustan vermiş olmalı sonuçta senin gibi bir dahinin standart el kitapları ile Chi gelişimine başlamanı istemez."
Harang duruma ayak uydurmak için konuşmaya devam etti.
"Ehhh yani birkaç tane verdi onlardan seçeceğim bakalım."
"Tamam o halde gidip biran önce çalışmaya başlasan iyi olur."
Salon ustası konuşmasını bitirdikten sonra geldikleri koridora yönelerek ilerlemeye başladı arkasında da Harang ve Gölge eşlik etti.
Birliğin birinci katına geri geldiklerinde salon ustası odasına yöneldi, Harang ve Gölge ise çıkışa yöneldi, evleri birliğe uzak olmadığı için kısa sürede konağa varmışlardı, Gölge yemek için mutfağa yöneldi Harang ise odasına çıktı.
Harang camın önünde bulunan masaya oturduktan sonra kağıda bir dizi kelimeler yazmaya başladı her kelime sonrasında kağıt parlıyordu, on beş yirmi dakika sonra kalemi masaya bıraktı bu sırada kağıt tamamen parlamaya başladı parlama kaybolduğunda ise kağıdın beyaz rengi tamamen kaybolmuştu, yerini buz mavisi bir renk almıştı.
Üzerinde ise 'Fernurun Yıkıcı Ejderha Yıldırımı'
İsmi belirtmişti dikkat edildiğinde kağıt çevresine baskın bir aura yayıyordu.
"Bu hayatımda yine seninle başlayacağım eski dostum, özledin mi beni?"
Sanki eski bir dostunu görmüş gibi konuşuyordu Harang.
"Öncelikle Chi güçlendirici haplara ihtiyacım var, yarın simyagerler birliğinden alabilirim o zaman seninle çalışmaya başlayacağım biraz daha sabret, biliyorum yine benimle savaşabileceğin için çok mutlusun."
Yemek yemeği bitirmiş odasına giden Gölge ustasının gülme seslerini duyduğunda içinden geçirmeden edemedi 'Galiba yine kafayı yedi ustam, en iyisi ses çıkartmadan gidip uyumak.'
dedi ve hızlı ama sessiz adımlardan odasına ilerledi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..