16. Bölüm: Krala Ve Krallığa Son Bir Şans

avatar
999 4

Age Traveler - 16. Bölüm: Krala Ve Krallığa Son Bir Şans


Ayaklarına kapanan generali fazla dikkate almadan konuşmaya başladı Crow. 


"Şu anda girebilirim herhalde değil mi saraya, hala bizi engellemeye çalışmazsınız umarım." 


Söylenenleri duyan korumalar ve general daha fazla konuşmaya cesaret edemediler ikilinin önünden kenara çekildiler ve geçmelerine izin verdiler, bu yaşananlara içten içe gülüyordun Harang eski hayatında ona da bu şekilde saygılı davranıyorlardı, ama biliyordu ki bu saygının arkasında çok büyük kinler ve planlar dönüyordu en acı şekilde yaşamıştı bunları kendisi. 


"Usta bu şekilde davranan insanlara dikkat et, eski hayatımda banada bu şekilde saygılı davranılıyordu ama imparatorluk için gittiğim bir görevde ailemi canice katlederek elimden aldılar ve bana bu şekilde saygı duyanların hiç birisi korumak için öne çıkmadılar hatta sevindiler bile. "


Ustası Harang' ın dediklerini dinledi kendisi de bu dediklerinin doğru olduğunu biliyordu hatta bazen bu gibi olayları yaşıyor ama kendisini fazla etkilemediği için göz ardı ediyordu. 


"Merak etme iki bin yılı aşkın yaşadıktan sonra sende çevrene dikkat kesilirsin ben artık bu gibi küçük olayları kafama takmıyorum evlat merak etme bana kolay kolay birşey yapamazlar." 


"Ee aslında usta yaşımı söylemek istememiştim seni zor bir durum altına sokmamak için ama söyleyeyim o zaman ben eski hayatımda 3.456 yaşıma kadar yaşadım hehehe." 


Ustası Harang'ın gerçek yaşını duyduğunda beyni kanamaya başladı, varisinin yaşının eski hayatında büyük olduğunu tahmin ediyordu ama kendisinden bile bu kadar fazla olabileceğini tahmin etmemişti gözlerini devirerek söze girdi. 


"Öhmm, tamam daha fazla bu konuyu konuşmayalım gidelim bakalım kral bey bu şekilde karar alırken neyi düşünüyormuş." 


Ustasının konuyu değiştirdiğini duyduğunda daha fazla üzerine gitmedi sonuçta bu yaşamında ondan küçüktü ve o şekilde davranması gerekliydi, sessiz bir şekilde peşinden takip etti. 


Sarayın ana girişine geldiklerinde konuşmadan elindeki madalyonu göstererek hizmetçiyi takip etmeye başladı kısa süre sonra sarayın içerisine girmişlerdi, yerler kırmızı halı ile döşenmiş, duvarlarda tahmini değeri belli olmayan güzel resim ve tablolar bulunuyordu. 


"Efendim şu anda yemek saati olduğu için kral oğulları, kızı ve karısı şu anda yemek salonunda lütfen sizi oraya götürmeden önce kral ile görüşmeme ve geldiğinizi bildirmeme izin verin." 


Crow konuşmadan eli ile gidebilirsin işareti yaptı hizmetçi işareti aldıktan sonra koridorda biraz daha ilerledikten sonra geniş ihtişamlı bir kapının önünde durarak kapıda bekleyen korumalara durumu anlattı, korumalardan birisi kapıyı açarak içeriye girdi ve kralın önünde diz çökerek konuşmaya başladı. 


"Efendim sizi görmek isteyen birisi şu anda ana salonda bekliyor, konuşması gereken konunun acil olduğunu ve hemen oraya gelmenizi istiyormuş ne yapmamızı istersiniz?" 


Kral askeri dinledikten sonra sinirlenmeye başladı. 


"Benim sarayım da bana emir vermek isteyen hadsizde kim oluyor acaba hemen oraya gitmem gerekliymiş öyle mi? Hemen o kişiyi alın ve kara zindanlara atın bakalım o zamanda bu şekilde konuşabilecek mi, peki ya nasıl girdi saraya kimsenin girmemesi konusunda uyarmadım mı ben sizi? "


Kralın bu denli kızdığını gören koruma ne diyeceğini bilemedi gelen adamın kim olduğunu söylemek için konuştu. 


"Ama efendim gelen kişi…" 


Kelimesini bitirmeden kral yumruğunu masaya vurdu ve ayağa kalktı. 


"Benim verdiğim emri mi sorgulamaya çalışıyorsun sen, kim olduğu zerre umrumda değil! Derhal kara zindanlara atılmasını istiyorum daha sonra işkence için bizzat ben ilgileneceğim onunla." 


Koruma daha fazla konuşmaya cesaret edemedi ve geldiği gibi yemek salonundan çıkarak derhal askerleri de yanına aldı daha sonra Harang ve ustasını yakalayıp kara zindanlara atmak için ana salona doğru ilerlemeye başladı, ama daha onlar oraya varmadan olayların bu şekilde gerçekleşeceğini anlayan Crow konuştu. 


"Evlat eylence şimdi başlıyor iyi seyret bakalım hehehe." 


Ustası konuştuğunda emri alan koruma ve askerler ana salona giriş yaptılar. 


"Yakalayın ve kara zindanlara atın bunları! Demek kralı ayağınıza çağırmaya cesaret ediyorsunuz he size en güzel işkenceleri uygulayacağız meraklanmayın." 


Emri alan askerler hemen ikilinin üzerine doğru ilerlemeye başladılar ama daha iki adım atamadan Crow' un elini sallaması ile birlikte üzerlerine gelen bütün askerlerin kafaları havaya fırlayarak etrafa saçıldı, yere düşen kafasız bedenlerden akan kanlar sayesinde ana salonda şu anda kandan oluşan ufak bir gölcük olmuştu. 


"Se..sen sarayda kraliyet askerlerini öldürmeye cesaret edersin öylemi, derhal yakalayın şu adamı kaçmasına kesinlikle izin vermeyin eğerki kaçarsa sizi ben öldürürüm!" 


Kraldan emri alan koruma en arkada durarak korkmasına rağmen diğer askerlere emirlere veriyor ve yakalatmaya çalışıyordu ama askerlerde arkadaşlarının direnemeden öldüklerini gördükleri için yerlerinden hareket etmeye cesaret edemiyorlardı. 


Ölen askerler dışında diğer askerlerin korkudan hareket edemediğini gören Crow gülümseyerek konuşmaya başladı. 


"Ah akılsızlar benim bu sarayı değil tek bir hareketimle krallığı başınıza yıkabileceğimi bilmiyorsunuz! Belli oluyor ki sizler bu zenginliğin ve şehvetin içerisinde yaşamaya alışarak sizlerden daha güçlü olan kişileri unutmuş ve en tepede olduğunuzu zannetmeye başlamışsınız, kralınız gelmiyorsa eğer ben giderim. Ama buraya gelmesiyle benim oraya gitmem arasında ki fark o kadar büyük ki. "


Daha fazla konuşmadı Crow kafasını sağa ve sola sallayarak yemek salonuna doğru ilerlemeye başladı adımlarını atmaya başladığı anda koruma ve askerin üzerlerine kaldıramayacakları kadar ağır bir baskı çöktü ve bayılmalarına sebep oldu. 

 

Yemek salonunun önüne geldiğinde son adımını attı ve salonun kapısı hiç var olmamış gibi ortadan kayboldu şu anda yemeklerle donatılmış masanın çevresinde ki kral, kraliçe, kızı ve oğulları tam karşısında duruyordu, krallığa gelirken hayatını kurtaran adamı gören kız hemen konuşmaya başladı. 


"Baba krallığa gelirken benim hayatımı kurtaran bir adam oldu demiştim, işte o adam bu kişi ve eee o kişi kutsal kıtanın kıdemli yaşlısı Crow." 


Konuştuktan sonra ayağa kalkarak saygılarını sundu kız daha sonra tekrardan yerine oturdu, kızın hala saygılı olduğunu gören Crow gülümser bir şekilde saygısını onayladı ama tekrar krala döndüğünde yüzünde acımasız bir ifade vardı. 


"Kızın bile benim kim olduğumu bilerek saygısızlık etmeye cesaret edemiyor ama sen kral bozuntusu buraya geldiğimde ayağıma gelmek yerine beni yakalayıp zindana atmaları için askerleri yolluyorsun, ne zamandan beridir bu kadar yüksekte olduğunuzu sanıyorsunuz siz? Siz kimsiniz ki bizim yönettiğimiz ufak bir krallıksınız sadece haddinizi aşmayı nereden öğrendiniz siz ölmeyi bu kadar mı çok istiyorsunuz? Sizi şu anda olduğunuz konuma getirenlerin kim olduğunu unuttunuz sanırım, soylular mı tabiki de hayır sizi bu konuma halkınız getirdi ama buraya geldiğimde halkın saraya girmesinin yasak olduğunu öğreniyorum, sizin bu konumda durarak yıllarca gözünüzü şehvet ve zenginlik süslenmiş galiba artık burada durmanıza gerek yok öyle değil mi?"


Kral ve salonda bulunan herkes şu anda baskın aura yüzünden terler içerisinde kalmıştı, kral ne konuşacağını bilmiyordu biraz önce gelen korumanın neden kıdemlinin geldiğini söylemediğini düşündü ama sonradan hatırla dı ki konuşmasına izin vermemiş ve kim olduğunu söyletmeden zindana atılmasını istemişti. 


"Ef.. efendim bu yaşananlar sadece birer yanlış anlaşılma lütfen affedin affedin efendim hemen emir vererek saraya halkın girebilmesini sağlayacağım lütfen efendim öldürmeyin hayatımı almayın!" 


Kral şu anda yalvarmaktan başka kurtulma yolu düşünemiyordu zenginlik mi teklif edecekti tabiki de hayır karşısında ki kişi kutsal kıtada yaşıyor ve kıdemli birisiydi zaten sadece o kişinin zenginliği krallığın zenginliğinden fazla olabilirdi, kurtulmasının tek yolu af dilemek ve ayaklarına kapanmaktı. 


"Bu seferlik seni affediyorum ama sadece kızın sayesinde ama bir daha bu şekilde bir durum ile karşı karşıya kalırsam eğer sadece seni değil aileni ve hatta bu krallığı haritadan silerim haberin olsun!" 


Daha fazla konuşmadan arkasını dönerek Harang' ı da alarak saraydan ayrıldı, onlar giderken Yuri arkalarından hayran gözlerle bakıyordu hem ustasına hemde kendinden daha küçük olmasına rağmen soğukkanlılıkla ustasını takip eden Harang' a. 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44565 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr