İçeriye girdiklerinde içerisinde dışarısı kadar muazzamdı, içeride bulunan iki kolonun çevrelerine bu zamana kadar Eczacılar Birliğinde çalışıp gözle görülür başarılar elde etmiş kişilerin heykelleri yapılmıştı heykel olmayan kısımları ise altın ile kaplanmıştı, dinlenme kısmında bulunan koltuklar bembeyaz ipek kalamadı, her koltuğun yanında üç rafı bulunan masalar vardı raflarda ise Eczacılar Birliğinde üretilip satılan hapların listeleri bulunuyordu.
"Sizi dinlenme köşesine alayım, bende sizin için içmeye bir şeyler ayarlayıp geliyorum."
Harang çevreyi bir süre inceledikten sonra kafasında bazı şeyler canlanmaya başladı ve aklına bir fikir geldi.
"Elder Rainbow acaba haber yollamak için kullanabileceğim bir hayvan türünüz var mı acaba?"
Rainbow bir süre düşündükten sonra bir canavar ile bir kişiyi yollayarak istediği her haberi karşı tarafa iletebilirdi.
"Yani yollama şansımız var birisine haber mi yollamak istiyorsun?"
"Ustam ile bazı konuları konuştuktan sonra sana haber vereyim olurmu elder Rainbow."
"Tabiki o halde haberini bekliyorum neyse ben içecekleri alıp geliyorum."
Elder Rainbow gittikten sonra Crow meraklı bir şekilde Harang' a bakarak kime haber yollamak istediğini sordu.
"Harang kime ve neyin haberini yollamak istiyorsun bana açıklarmısın?"
"Usta Siyon amcam ve Clara teyzemi bu krallığa getirmeyi düşünüyorum daha sonra ise onların üzerine bir hap dükkanı açarak onları bu şehre adapte edebileceğimizi düşünüyorum işleri arkadan bizim seçtiğimiz kişiler yönetebilirler sadece başta Yan ailesi duracak o kadar. "
Crow Harang'ın söylediklerini bir süre düşündükten sonra konuşmaya başladı.
"Söylediğin plan olmayacak birşey değil ama Yan ailesini bu krallığa çağırmadan önce dükkanı açıp belirli bir düzen oturtmamız lazım bu yüzden haber yollamak yerine sen hapı ürettikten sonra birlikte gidelim ve krallıkta uzunca sayılabilecek bir süre kalacağımızı söyledikten sonra geri dönelim ve bu planı devreye sokalım. "
Ustasının söylediği şeyler şu anda Harang' a daha mantıklı gelmişti haberci yerine kendisi giderek olayı anlatıp daha sonra geri gelerek işleri halletmesi daha iyi olabilirdi.
Harang ve Crow, Yan ailesi hakkında gelecek planları yapmaya devam ederlerken elder Rainbow arkasında bir hizmetçi ile yanlarına geldi, hizmetçinin elinde bulunan tepside gül işlemeli fincanlar ve bir tane de gül işlemeli demlik vardı, hizmetçi tepsiyi masaya bırakarak fincanlar çayları doldurmaya başladı, çay fincanlara dolmaya devam ettikçe ortamı çok hoş bir koku etkisi altına almaya başlamıştı.
"Size bu çayı ikram etmek istiyorum arkadaşlar, çay insan bedenini tazeleyen ve yorgunluğu alan bir etkiye sahiptir keyfini çıkartın.
Elder Rainbow konuştuktan sonra yanlarına oturarak herkes gibi dolu fincanlardan bir tane alarak içmeye başladı, Harang elderin oturduğunu gördüğünde elini ağzına götürerek boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
"Elder hap üretim odasından önce size sormak istediğim bazı sorularım var eğer vereceğiniz cevaplar sizi zorlar ise cevaplamak zorunda değilsiniz."
"Tabiki sizi dinliyorum."
"Bu krallıkta hap üzerine kaç dükkan var bilginiz var mı acaba?"
Elder bir süre düşündükten sonra konuşmaya başladı.
"Bu krallıkta küçük dükkanlar dışında bizim Eczacılar Birliğimiz var diğerleri soylu ailelere ait olan dükkanlardır arkalarında soylu aileler olduğu için onlarda gözle görülebilir bir şekilde satış yapıyorlar tabiki ama en çok rekabet ettiğimiz dükkan Zümrüt İlaç Dükkanı, onlar sabotaj bile yapmaya kalkışabiliyorlar. "
Harang tekrar Zümrüt Ailesinin ismini duyduğunda kafasını sağa sola sallayarak iç geçirdi daha sonra eldere bakarak konuşmaya başladı.
"Anlıyorum elder yakın zamanda bende bu şehirde bir dükkan açmayı düşünüyorum ama yer olarak bir yer ayarlama şansımız nedir acaba?"
"Öyle bir planınız varsa eğer size yardımcı olmaya çalışırım yer konusunda ama ne kadar büyük bir arsa olur söyleyemem bu yüzden bekleyip araştırma yapmamız lazım. "
"Anlıyorum, bu konuyu biraz geri atabiliriz şimdi siz hap üretim odası ayarladınız mı acaba?"
"Evet ayarladım beni takip edin size göstereyim."
Elder Rainbow ayaklanarak iç kısma doğru ilerlemeye başladı peşindende Harang ilerledi biraz sonra orta boylu içerisinde sadece yerde oturmak için bir yastık ve karşısında bir hap fırını bulunuyordu.
"Burası senin için ayarladığım üretim odası umarım işini görür."
"Çok teşekkürler elder tabiki de işimi görür."
"İşini görüyorsa ne mutlu bana, eee acaba siz hapı üretirken rahatsız etmeden izlememde sakınca olurmu acaba?"
"Sessiz olmanız şartıyla tabiki de izleyebilirsiniz."
Harang adama izin vermişti biliyordu ki uyguladığı tekniği ve hapın tarifini izleyerek öğrenemez di, daha sonra yerde bulunan yastığa oturarak belinde bulunan torbadan bazı değerli bitkileri ve müzayede evinden aldığı Dokuz Gökyüzü Nilüferi'ni çıkartarak önüne dizdi, daha sonra fırını ateşleyerek ısınmasını beklerken ilk başta işleyeceği bitkileri sıraya dizmeye başladı, fırın ısındığında daha önce Elder Rainbow'un görmediği bir şekilde bitkileri fırının içerisine attı daha sonra hafif hafif chi gücünü fırına aktarmaya başladı kısa süre sonra bitkilerin iyileştirici kokuları odayı sarmaya başlamıştı bile bir süre daha bekledikten sonra Dokuz Gökyüzü Nilüferini'de fırına atarak tüm bitkilerin birleşmesini sağladı ve chi gücünü fırına aktarmaya devam ederek hapın oluşmasını beklemeye başladı.
Aradan geçen kırk dakikanın sonunda Harang terler içinde kalmıştı ama hapı pişirmeye tamamlamıştı, fırının ateşini söndürerek içerisinde bulunan gökyüzü mavisi hafif saydam olan üç adet hapı eline alarak incelemeye başladı daha sonra başıyla onaylayarak fırının yanında duran Eczacılar Birliğine özel olan mor renkli hap kutularından bir tane alarak hapları içerisine koydu, işlemleri sonuna kadar izleyen elder Rainbow şaşkın bir şekilde konuşmaya başladı.
"Bu kadar kısa bir sürede hap üretmek dahi olduğunuzu kanıtladınız bay Harang sizi tebrik ederim, ürettiğiniz hapın saflık derecesini sorabilirmiyim acaba?"
"Saflık derecesi tabiki de %100 kirlilik olmasına izin verirmiyim hiç."
"N..neee %100'mü bu yaşta ve bu gelişim seviyeniz ile bu kadar kaliteli bir hapı üretebilen bir genç siz dahi olamazsınız size sadece bir canavar gözüyle bakılabilir!"
Harang elderin böyle bir tepki vereceğine az çok emin olduğu için konuşmak yerine oturduğu yastıktan ayaklanarak vücudunu gerdi ve odadan ayrılmak için çıkışa yöneldi, geldiği yoldan ilerleyerek ustası Crow'un yanına vardığında cenesi aşağıya düşmüştü Harang'ın, karşısında gördüğü manzara tamamen düşünülemez bir şeydi.
Ustasının kucağında biraz önce fincanlara çay dolduran hizmetçi yarı çıplak bir şekilde duruyordu, Harang'ın geldiğini gördüklerinde Crow bir iki kez öksürerek hizmetçinin kucağından kalkmasını sağladı, kalkan hizmetçi üzerinde olması gereken ama olmayan kıyafetlerini yan taraftan bir çırpıda giyinerek Crow'a bir öpücük kondurduktan sonra ayrıldı.
"Usta biraz önce gördüklerimin bir açıklaması vardır değil mi?"
"Ta..tabiki de var evlat heheehe, bende erkeğim sonuçta!"
Ustasının açıklamasını duyan Harang'ın burnundan kan geldi.
'Lanet olsun sana sende mi erkeksin yaşın iki binin üzerinde artık kalkmıyor olması lazım onun!'
İçinden ustasına lanet okurken kafasını sağa sola sallayarak iç geçirdi ve konuşmaya başladı.
"Burada daha fazla durmaya devam edersek içimden bir his burada hizmetçi kalmayacak diyor hemen ayrılalım usta buradan."
Harang daha sonra arkasında şaşkınlık içerisinde olanlara anlam yüklemeye çalışan elder Rainbow'a selam vererek çıkışa yöneldi.
"Sen! Lanet olsun sana velet ustanın böyle şeyler yapmaya hakkı yok mu sanıyorsun sen he, ustana bu şekilde acımasız nasıl davranabilirsin!"
Harang arkasını dönmeden yürümeye devam ederken ustasına cevabı yapıştırdı.
"Konuştukça batıyorsun devam edelim daha yığınla işimiz var!"
"Velet lanet olsun sana!"
Ustası Harang'ın kendisini takmadığını fark edince lanet okumaya devam ederek peşine takıldı Harang'ın.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..