37. Bölüm: İlahi Yaratığın Başına Gelen Talihsizlikler

avatar
709 3

Age Traveler - 37. Bölüm: İlahi Yaratığın Başına Gelen Talihsizlikler


Hapın etkisi gözükmeye başlamış kafasında bulunan yarı kapanmış ve kollarında ki sıyrıklar iyileşmişti. 


"Burasını önceki hayatımdan hatırlamıyorum neredeyim acaba? O İlahi yaratığın da güvenli yolda olmaması gerekliydi." 


Yaraları iyileşen Harang kendi kendine konuşarak bulanık şekilde gördüğü ışığa doğru ilerlemeye başladı. 


"Buraya bulmak için geldiğim şey olduğunu sanmıyorum gördüğüm ışığın, o şeyi koruyan insan dilini konuşmasını bilen bir yaratıktı ahh eski hayatımda ki kadar zor olacak tekrar ele geçirmem." 


Konuşurken ışığın geldiği yere epeyce yaklaşmıştı, daha dikkatli davranmaya ve gelebilecek olan saldırılara dikkatli olmaya başladı sonuçta bu yere eski hayatında bile girmemişti burada neler olduğunu bilmiyordu. 


Işığa daha da yaklaştığında gördüğü şey kafasının karışmasına sebep olmuştu. 


"Bir doğa perisi mi?" 


Sorusunu karşısında ki peri duymuş gibi konuşmaya başladı. 


"Bu karanlık mağaraya gerçekten bir insanın gelebileceğini düşünmezdim, lütfen beni buradan kurtarabilirmisin?" 


"Seni neyden kurtarma mı istiyorsun?" 


Harang perinin tehlikede olduğunu görmüyordu lakin peri kendisini kurtarmasını istiyordu. 


"Uzun yıllardır bu mağaraya hapis edildim girişinde bir bariyer olması gerekli o bariyeri yok edebilirsen eğer beni kurtarmış olursun, eğer beni kurtarırsan bende sana yardımcı olurum yıllardır buradayım ve türümün şu anda nerede olduğunu bilmiyorum bile." 


"Benim bu bariyeri açabileceğim konusunda neden bu kadar eminsin?" 


"Bin yıllar boyunca bu bariyer burada zayıflamış olması gerekli." 


"Senin burada kalmana gönlüm elvermez bu yüzden bariyeri kırmayı deneyeceğim." 


Harang konuştuktan sonra mağaranın girişine daha da yaklaşarak bariyerin tam üzerine elini koydu ve hangi yazıt çizimlerinin oluşumun da kullanıldığını anlamaya çalıştı. 


Kısa süre sonra gözleri parlayan Harang bariyeri nasıl devre dışı bırakabileceğini bulmuştu. 


"Şimdi hazır ol çok fazla açık tutmaya gücümün yeteceğini sanmıyorum bu tarafa olduğunca yakınlaşmaya çalış bende bariyeri etkisiz kılacağım." 


Harang'ın söylediklerini duyan peri hemen mağaranın çıkışına yaklaşarak bariyere dayandı ve beklemeye başladı. 


Eli hala bariyere dayalı olan Harang belirli şekillerde elini bariyerin üzerinde gezdirmeye başladı aradan geçen yirmi dakikanın ardından bariyer saydamlaşmaya başladı ve ortadan kayboldu. 


"Hemen bu tarafa geç fazla uzun tutamam bu şekilde!" 


Peri uyarıyı duyar duymaz hemen hareketlenerek Harang'ın yanına geçti, perinin çıkmasıyla birlikte bariyerin üzerinde olan elini çekti Harang.


Daha Harang'ın konuşmasına zaman vermeden peri konuşmaya başladı. 


"Beni buradan kurtardığın için gerçekten çok teşekkür ederim, ehm.. ismin nedir acaba?" 


Teşekkür eden peri ismini de sormuştu. 


"Benim ismim Harang, hadi burada daha fazla durmayalım dışarıya çıkalım umarım yolu biliyorsundur ben buraya uçurumdan düşerek geldiğim için burası hakkında bir bilgim yok." 


Başıyla onaylayan peri konuştu. 


"Memnun oldum Harang benim de adım Inna, evet mağara hakkında her şeyi biliyorum hadi buradan çıkalım." 


Perinin yolu bilmesiyle birlikte ikili uzunca bir süre mağarada ilerleyerek mağaradan bir şelalenin altından çıktılar.


Çıktıkları yerin tanıdık geldiğini gören Harang elini alnına götürerek konuştu. 


"Ahh demek mağara bu şelaleye bağlanıyordu, benimde güvenli olarak bildiğim yoldan gelmek istediğim yer burasıydı." 


"Gerçekten de sen neden bu tehlikelerle dolu sisli tepelere tek başına geldin?" 


"Tek başıma gelmedim aslında, mağaraya düşmeden önce yanımda arkadaşım vardı tepeye tırmanırken İlahi bir yaratık karşımıza çıktı ve bize saldırdı arkadaşımı geriye iterek kurtardım ama ben uçurumdan düşerek işte buradayım." 


Peri yaşanan olayları dinlediğinde onlara saldıran İlahi yaratığın aslında kendi arkadaşı olduğunu anlamıştı. 


"Ehm.. aslında size saldıran ilahi yaratık benim arkadaşım ve benim bura da olduğumu hissetmiş olması lazım birazdan buraya gelir hehehe." 


"Ne! O yaratık senin arkadaşın mı? Beni bilerek aşağıya düşürmüş olma ihtimali var mı acaba?" 


Harang'ın sözleri bittiğinde gökyüzünden devasa bir yaratık alçalarak yanlarına indikten sonra konuşmaya başladı. 


"İnsan geçen günkü davranışım yüzünden kusura bakma sende arkadaşımı kurtarabilecek bir yetenek gördüğüm için senin aşağıya düşmenin sağladım isteseydim aşağıya ittirdiğin arkadaşını yakalayarak yiyebilirdim ama yapmadım ve krallığa geri dönüş yolunda onun haberi olmasa da güvenliğini sağlayarak bütün yaratıklardan korudum arkadaşın konusunda endişe olmasın. "


Harang asıl şimdi endişe duymaya başlamıştı. 


"Benim asıl korktuğum konu senin adına, arkadaşımın krallığa kadar güvenle gitmesini sağlama gerçekten çok düşünceli olduğunu gösteriyor ama krallığa varması senin adına tehlike getirdi, eğer ustamın bu olanlardan haberi olursa eğer gerçekten çok sinirlenecektir. "


"Merak etme ben bir ilahi varlığım ustan bana birşey yapa… " 


Yaratık konuşmasını bitiremeden kafası yere yapışmış ve konuşmasını engellemişti. 


"Gerçekten de benim varisime saldırma cesaretinden olabilecek kişinin kim olduğunu merak etmedim değil ama bakıyorum da yine seni karşımda görmek.." 


Elini alnına götüren Crow kafasını sağa ve sola sallamaya başladı. 


"Usta lütfen onu serbest bırak asıl amacı beni öldürmek değil tam tersi düştüğüm mağarada bulunan peri arkadaşını kurtarmam içinmiş." 


Crow çocuğu dinledikten sonra enerjisini geri çekerek yaratığı serbest bıraktı ve konuşmasına izin verdi ama. 


"Lanet olası yaşlı bunak yine mi sen çıktın karşıma neden önüne gelen herkesi varisin alıyorsun ki ya ben bu çocuğu öldürmüş olsaydım benim ölmeme sebep olacaktın lanet bunak seni!" 


Yaratığın hakaretler savurmasına Harang, peri ve Mian şaşkın gözlerle bakmaya başladı. 


"Sen ve ustam tanışmış olabilir misiniz?" 


Yaratık Harang'ın sorusunu duyunca kafasını yüzünün önüne kadar getirdikten sonra konuşmaya başladı. 


"Sadece tanışmış olsak ne ala ama beni uzun yıllar çekinmeden binek olarak kullandı lanet bunak!" 


Harang, Inna ve Mian şimdi ikilinin arasında neler geçtiğini anlamışlar ve yaratığın neden bu kadar hakaretler salladığına anlam verebilmişlerdi. 


"Usta gerçekten İlahi olan bu yaratığı binek olarak mı kullandın?"


Crow sırıtarak soruyu cevapladı. 


"Ne yapabilirim ki o zamanlar görünüşü çok hoşuma gitmişti bende baskılayarak onu binek olmaya zorladım hehehe." 


Crow'un sözlerini dinleyen yaratık ağzını açarak onu ısırmaya çalışmıştı ama o anda kafası tekrar yere yapıştı. 


"Yapma eski dostum bana zarar verebilecek gücün olmadığını sende biliyorsun. Hehehe." 


Konuştuktan sonra yaratığı tekrar serbest bıraktı. 


"Neyse ne lanet bunak umarım bir daha karşılaşmayız!" 


Daha sonra Peri Inna'ya dönerek konuşmaya başladı. 


"Arkadaşım hadi buradan gidelim daha fazla bu lanet bunak ile durmak istemiyorum." 


"Ahm.. aslında gidemeyiz beni kurtarması için yoldaşı olacağıma söz verdim ve seninde binenin olacağına söz vermiş olabilirim hehehe." 


Perinin sözlerini duyan yaratık gökyüzüne doğru kükremeye başladığında çevrede bulunan bütün yaratıklar kaçmıştı. 


"Lanet olsun hepinize lanet olsun, zamanında ustası beni binek olarak kullandı şimdi ise varisi kullanmak üzere! Sizin başıma gelmeniz için ne günah işlemiş olabilirim ki ben ahhh." 


Crow varisinin zamanın da binek olarak kullandığı ilahi yaratığı binek olarak almasına gülerek karşılık verdi. 


"Hahahaha, evlat gerçekten de hangi bineği seveceğini iyi biliyorsun aferin sana." 


Peri arkadaşının üzüldüğünü görünce kafasının üstüne uçarak konuştu. 


"Lütfen bu kadar üzülmene gerek yok emin olabilirsin sana kötü davranmasına asla izin vermem." 


"Anlıyorum, sadece senin verdiğin söz için bunu kabul ediyorum eski dostum yoksa buradan hemen ayrılırdım!" 


Yaratığın söylediklerini duyan Crow konuştu. 


"O kadar emin olma varisim seni binek olarak isteseydi ayrılmana izin vermezdim, hehehe." 


"Hmmp!" 


Adama kulak vermeden kafasını Harang'ın önüne eğen yaratık konuştu. 


"O halde senin bineğin olacaksam sözleşme imzalamamız gerekli bu sayede seninle birlikte krallıklara girebilirim." 


Bu doğruydu, bir yaratık ne kadar güçlü olursa olsun bir kişiyi sahibi olarak sevmişse eğer sahibi emir vermediği sürece krallıklarda saldırmazlardı ve öyle birşey olursa cezalandırılacak olan kişi bineğin sahibi olurdu. 


Harang yaratığın kafasına bir damla kanını damlatarak anlaşmayı tamamladıktan sonra elini yaratığın kafasında bir süre gezdirdi ve konuştu. 


"Beni sahibin olarak kabul ettiğin için bende seni bir binek değil yoldaş olarak görürüm sana zarar verilmesine asla izin vermem merak etme dostum." 


Bu konular Harang için çok önem teşkil ediyordu bineği bile olsa yoldaşı olarak görür ve zarar gelmesine izin vermezdi. 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44558 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr