Harang Yuri'nin söylediği kelimeleri duyduğunda mutlu olmuştu, eski hayatında ailesini ve sevdiklerini koruyamamış olduğu gerçeğini bu hayatında gidermek istiyordu ve şu anda o şansı kendisine koluna sıkıca sarılan kız vermişti.
"Benim yanımda olduğun sürece hatta yanımda olmasan bile yaşadığım sürece sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim."
Konuştuktan sonra kızı koluyla tamamen sararak sokakta ilerlemeye başladı onları gören kişiler imrenen gözlerle izliyordu.
Bir süre daha krallıkta bulunan mağazaları gezip hoşlarına giden yiyecekleri yedikten sonra tekrardan saraya doğru gitmeye başladılar.
"Artık saraya gidelim ustamla konuşmam gereken konular var bildiğin üzere yarın akademi seçmeleri başlıyor."
Harang'ın aklına takılan bazı sorular vardı ve onları ustası aracılığı ile cevaplamak istiyordu bu sayede aklında hiç soru olmadan seçmelere katılabilecekti.
"Tamam gidelim."
Yuri Harang'ın isteğini onayladığında ikili saraya doğru ilerlemeye başladılar.
Saraya vardıklarında kalabalık insan topluluğunun kapıda bekletildiğini gördüler, Harang yanından geçtiği bir korumaya sordu.
"Bu insanlar ne için buraya toplanıyorlar?"
Prensin kendisine soru sorduğunu gören koruma kendisini toparlayarak cevapladı.
"Efendim yanlış duymamışsam eğer siz bugün bir soylu ailenin gencini yaralamışsınız bu konuda adalet arıyorlar."
Korumanın söylediklerini dinleyen Harang kalabalığa doğru ilerlemeye başladı arkasındaysa Yuri geliyordu, ikilinin kendilerine doğru geldiğini gören kalabalıktan bir kişi hemen yüksek sesle bağırdı.
"Baba işte elime zarar veren kişi bu lütfen intikam al!"
Cılız çocuğun bağırarak ve parmağıyla Harangları işaret etmesi üzerine ortamda bulunan herkesin gözleri ikilinin üzerine döndü.
"Demek oğlumun elini koparan piç sensin, kraliyet ailesinden olduğun için sana zarar veremeyeceğimimi sandın?"
Konuşan kişi orta yaşlı, asabi surat ifadesi ve siyah sakalları olan bir adamdı.
"Demek bu yüzden buraya toplandınız, oğlunu uyardım ama beni dinlemedi ve benim kadınıma koparttığım eliyle dokunmaya çalıştı."
Adam Harang'ın rahat rahat konuştuğunu görünce dudakları titremeye başladı.
"Gerçekten de kraliyet ailesinin bir hükmü olduğunu düşünmedin değil mi? Bu ülkede bizim sözümüz geçer ve sen bu yaptığın şeyin cezasını canınla ödeyeceksin!"
Harang'ın karşısında ki adam da oğlu gibi düşünüyordu.
"Sizin sözünüz eski kral hayattayken geçerliydi artık yeni kral var ve düzen tamamen değişti yani kendinize fazla güvenmeyin."
"Görelim bakalım yeni kralın arkasında ki güç neymiş te bu kadar kendinize güveniyorsunuz!"
Adam konuşmaya devam ederken kılıcını kınından çekip Harang'ın üzerine doğru atılmıştı, kılıç tam Harang'ın kafasına vuracağı sırada önünde Flender belirdi ve iki parmağıyla kılıcı havada yakaladı saldıran adam şaşkınlık içerisinde ne kadar güç uygulasada kılıcını ne ileriye nede geriye hareket ettiremiyordu.
"Harang bu adama ne yapmamı istersin?"
Soru Harang'a olsa da saldıran adam konuşmasına müsaade etmeden lafa daldı.
"Sende ne kimsin? Bu olaya karışmamanı tavsiye ederim yoksa seninde başın belaya girer!"
Flender adamın Harang'tan önce konuştuğunu görünce sinirlendi ve gözleri kırmızıya dönmeye başladı, insan formunda olsa bile sinirlendiğinde bazı değişkenler oluşuyordu.
"Sana konuşma hakkı verdiğimi hatırlamıyorum!"
Kontrolünü kaybettiğini gören Harang, Flender'ın koluna uzandı.
"Bu kadar yeterli Flender, bırak gitsinler."
Saldıran adam Flender'ın insan olmadığını anlamıştı ve korkmaya başlamıştı, çünkü şekil değiştirebilen bir yaratık İlahi Seviye olmalıydı, eğer ona kafa tutarsa ölümünü garantilemiş olurdu.
"Evet, evet bizde zaten gidiyorduk bu sadece bir yanlış anlaşılma!"
Beş dakika önce kılıç sallayan adam şimdi dut yemiş bülbüle dönüşmüştü.
"Sizi bir daha sarayın etrafında görmek istemiyorum şimdi defolun buradan."
Flender'ın konuşmasından sonra ortamda bulunan diğer kişiler korkudan ayaklarını götlerine vura vura kaçmışlardı.
"Neyse Flender ustam nerede?"
"Sarayda keyif yapıyor bu kapıda ki asalaklardan rahatsız olduğu için benden yardım istedi canım sıkıldığı için bende bir bakayım dedim, hadi gel yanına gidelim."
"Tamamdır hadi gidelim."
Harang, Yuri ve Flender kısa süre sonra Crow'un yanına varmışlardı.
"Demek geldiniz bende seninle konuşmak için seni bulacaktım Harang, yarın seçmeler başlıyor hazır olduğuna eminsin değil mi?"
"Evet eminim usta ama sana sormam gereken sorular var."
Konuştuktan sonra boş koltuklardan birisine oturdu.
"Soruların hangi konular hakkında?"
"Seçmeler üç tür olacak tam olarak konuları nedir?"
"İlk tur enerji saflığı, ikinci tur Chi denizinin seviyesi, üçüncü ve son tursa güç testi."
Harang biraz düşündükten sonra konuşmaya başladı.
"Bu üç testte bir sıkıntı yaşamayacağım başka neler olacak usta."
"Diğer testler basit yan meslekler hakkında bilgi birikimi üzerine diğeri ise soru cevap."
"Anlıyorum bu seçmeler benim için çok basit olacak o halde ben yarın için dinlenmeye gidiyorum."
Öncelikle sizleri bu kadar beklettim kusura bakmayın, arkadaşlar yakın bir akrabam covid-19’a yakalandığı için bir süredir stres altındaydık testler sonuçlar derken benim ve ailemin negatif sonuçlar almasıyla rahat bir nefes alabildim bu bölümü de sözüm olduğu için kısa da olsa atıyorum ve seçmeler artık başlıyor bundan sonra daha aksiyonlu hızlı ilerleyeceğiz herkese çok teşekkür ederim.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..